Gökten inen su, aslında ölü toprağı
diriltmezden önce ölmüş kalpleri dirilten bir mucizedir.
Yağmurun manzarası hiç şüphesiz kalbe özel bir
etki yapar... Yağmurla sevinen ve bu yüzden sevinçle tüy
gibi uçan sadece çocuklar değildir. Hassas ruhlu büyüklerin
de kalpleri bu manzaradan duygulanır onların da kalpleri
daha dünyaya yakında gelmiş masum çocukların
kalbi gibi çarpar.
Sure burada suyu "bereket" olarak nitelemekte ve suyu
bahçelerdeki meyveleri, taneli ekinleri ve hurmaları
bitirmek için yüce Allah'ın kudret elinin bir sebebi olarak
göstermektedir. Ve ağaçlar güzellik ve yükseklik ile
nitelenmektedir: "Birbirine girmiş kat kat
tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları..." Burada
hurma tomurcuğunun "kat kat" olarak nitelenmesi
upuzun hurma ağacında küme küme tomurcuğun güzelliğini
ortaya çıkarmak içindir. Bu ifadeler de, güzel ve yüce
olan Hakk'ın atmosferi ve gölgeleri ile paralellik kurmak
içindir.
Yüce Allah bahşetmiş olduğu suyu, bahçeleri,
taneleri, hurmaları ve tomurcukları hatırlatarak
kalplere dokunmaktadır: "Kullara rızık
olması için." Evet, yüce Allah'ın sebebini
yarattığı, yerden bitirmeyi üstlendiği,
tomurcuklarım çıkardığı bir
rızık olmak için... Odur Mevla... Onlar ne bunları
yapabilirler ve ne de bunlara şükrederler.
Ve işte bu noktada ayet, bütün kainat korteji (kafilesi)
ile son defa ulaşıyor: "Ve o su ile, ölü bir
memlekete can verdik. İşte insanların yeniden
dirilmesi de böyledir."
Ölü toprağın diriltilmesi olayı onların
çevrelerinde sürekli tekrarlanmaktadır. İnsanlar buna
alışkındırlar, fakat itirazdan ve hayretlerini
ifade etmezden önce buna dikkat etmezler ve bunu görmezler·
Halbuki öldükten sonra canlı olarak çıkışınız
da ölü toprağın diriltilişi gibi olacaktır...
Aynen bu şekilde ve bu kadar basit... Kur'an-ı Kerim bu
gerçeği şimdi söylüyor. Çünkü daha önce insanoğlunun
kalbine kainat etkilerinden bu uzun, güzel, etkileyici ve
yaratana dönen her kalbi canlandırıcı bu etkilerin
yığın yığın örneğini
vermiştir. İşte kalplerin yaratıcısı
kalpleri böyle tedavi eder.
Yüce Allah kainat kitabından yukardaki sayfaları
sunduktan sonra, insanlık tarihinin kitabından bazı
sayfaları gözler önüne seriyor. bu sayfalar, yalanlayıcıların
akıbetlerini anlatmaktadır. O zamanlar ki
yalanlayıcılar da öldükten sonra dirilme konusunda
şu müşrikler gibi kuşku duymuşlar ve
onların Hz. Peygamberi yalanladıkları gibi
Peygamberlerini yalanlamışlardı. Bu yüzden de
Allah'ın hiç şaşmaz ve kaçınılmaz
tehdidini hak etmişlerdi.