1- Biz Kur'ân'ı
kadir gecesinde indirdik.
2- Kadir gecesinin ne
olduğunu sen nereden bileceksin?
3- Kadir gecesi bin aydan
hayırlıdır.
Bu olayı anlatan
Kur'an ayetleri nerede ise pırıl pırıl
parlamakta ve çevreye saçmaktadır. Daha doğrusu bu
ayetler, insanın içine işleyen, parlak, sevecen ve
sakin bir ışık seli yaymaktadır. Bu
ışık yüce Allah'ın Kuran'ındaki
ışığıdır.
"Biz Kur'an'ı
kadir gecesinde indirdik:'
Bütün kadir gecesi boyu
yeryüzü ile yücelerin yücesi arasında mekik dokuyan
meleklerin ve Cebrail'in ışıklarıdır.
4- Melekler ve Ruh (Cebrail)
o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş
için iner.
Ve yine Kur'an
ayetlerinin yaydığı ışık,
onların vahyin nuruna, meleklerin nuruna ahenkli olarak
sunmuş olduğu tanyerinin nurudur. Varlık alemine ve
varlık aleminde geziden ruhlara yayılan esenlik
merheminin nurudur.
5- O gece, tanyerinin ağarmasına
kadar bir esenliktir.
Bu surede sözü edilen
gece Duhan suresinde anılan gecedir. Orada yüce Allah şöyle
buyurur: "Biz onu mübarek bir gecede indirdik.
Çünkü biz insanları uyarmaktayız. Her hikmetli
iş o mübarek gecede ayırd edilir; katımızdan
bir buyrukla verilen her emir. Çünkü biz elçi göndericiyiz.
Peygamberleri bir kitapla gönderişimiz rahmettir. Allah
işitendir, bilendir." (Duhan 3-6) Bakara suresinde
de geçtiği üzere bu gecenin Ramazan gecelerinden birisi
olduğu bilinmektedir. Nitekim yüce Allah Bakara suresinde
bundan şöyle söz eder: "Ramazan ayı ki
o ayda Kur'an insanlara yol gösterici, doğru yola iletici,
eğri ile doğruyu birbirinden ayırd edici olarak
indirildi." (Bakara 185) Yani insanlara iletsin diye
Kur'an'ın Hz. Peygamberin kalbine indirilmeye
başladığı gecedir. Tarihçi ibn
İshak'ın rivayetine göre, Alak suresinin giriş
kısmı olan ilk vahiy, Ramazan ayında Resulallah
Hira nur dağında ibadet ederken inmeye
başlamıştır.
Bu gecenin hangi gece
olduğu hakkında kitaplarda birçok haber yer Alır.
Bunların bir kısmı bu gecenin Ramazanın yirmi
yedinci gecesi olduğunu, bazıları yirmi birinci,
bazıları da Ramazanın son on gecesinden birisi
olduğunu belirtir. Diğer bir kısmı da tüm
Ramazandan herhangi bir gecedir der. En sağlam habere göre
hangi ihtimal geçerli olursa olsun bu gece Ramazan gecelerinden
birisidir.
KADİR GECESİ
Bu gecenin adı
"Kadir gecesi"dir. "Kadir" sözcüğü
planlama ve idare etme anlamına gelebilir. Değer ve
makam anlamına da olabilir. Her iki anlam da kainat çapındaki
bu büyük olayla, Kur'an, vahiy ve peygamberlik olayı ile
uyuşur. Şu varlık aleminde olan olayların
arasında bundan daha büyüğü ve daha önemlisi yoktur.
Yine bunun gibi kulların hayatlarında yüce Allah'ın
planlamasını ve iradesini bundan daha iyi gösteren bir
başka olay daha yoktur. Bu gece bin aydan daha
hayırlıdır. Kur'an'da bu gibi yerlerde geçen sayı,
olayın değerini sayılarla sınırlama
amacı taşımaz. Bu sadece çokluğu ifade etmek
içindir. Bu gece insanların hayatında binlerce aydan
daha hayırlıdır. Nice binlerce ay ve binlerce sene
geçip gitmiştir de, insanların hayatlarında bu mübarek
ve mutlu gecenin yaptığı etkinin ve
sağladığı değişimlerin bir nebzesini
bile bırakamamıştır.
Bu gece büyük bir
gecedir çünkü bu geceyi gerçek yüzü ile kavrayabilmek insanın
kavrama yeteneklerini aşar. "Kadir gecesinin ne
olduğunu sen nereden bileceksin." Sıradan
insanların zihinlerinde bu gece ile ilgili olarak yaygın
hale gelen birçok efsaneye sarılma ihtiyacı duymadan
belirtelim ki bu gece yüce Allah'ın şu Kur'an'ı
indirmeye başlamak için onu seçmesi açısından büyük
bir gecedir. Bu ışık yağmurunu bütün varlık
alemine akıtmak için insanın vicdanına ve
hayatına Allah'ın nurundan çağlayan esenliği
eksiksiz tamamlamak için seçtiğinden dolayı büyük
bir gecedir. Bu gece, şu Kur'an'ın inanç sistemini ve
yeryüzüne ve vicdanlara yaydığı terbiyeyi içermesi
bakımından büyük bir gecedir. Bu gece melekler ve
özellikle de Cebrail yanlarına bu gecede inen şu Kadir
suresinin bir cinsi olması bakımından Kur'an'ı
alarak indikleri için ve şu surenin kelimelerinin
olağanüstü bir ifade ile canlandırdığı
kainat çapındaki şenlikte yeryüzü ile gökyüzü arasına
dağılıp yayıldıkları için büyük
bir gecedir.
Bugün biz birbiri ardı
sıra uzayıp gelen nesillerin ardından bu mübarek
ve mutlu geceye bir göz attığımızda, bu
gecede bütün yeryüzünün tanık olduğu, akıllara
durgunluk veren şu şenliği kafamızda
canlandırdığımızda ve o gecede olan
olayların içyüzünü derinden derine düşündüğümüzde,
sonra o olayların aşama aşama zamanın, yeryüzünün,
kalplerin ve akılların düşünceleri üstüne bıraktığı
etkileri ve izleri gözden geçirdiğimizde... Gerçekten
büyük bir olayla karşı karşıya
olduğumuzu görürüz. Ve bu gerçeği işaret eden
şu Kur'an'ın esrarından bir kısmını
kavrayabiliriz. "Kadir
gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin?"
O gecede her iş
hikmet uyarınca açıklanmıştır,
yazılmıştır. Değerler, prensipler ve
değer ölçüleri o gece konulmuştur. O gece
kişilerin kaderlerinden daha büyük kaderler, milletlerin,
devletlerin ve halkların kaderleri hatta daha da büyüğü
ve daha çoğu gerçeklerin, sistemlerin ve kalplerin
kaderleri belirlenmiştir.
İnsanlık
bilgisizliğinden ve kötü talihinden kadir gecesinin değerini
dikkatinden kaçırmış bu olayın gerçek anlamını
ve bu işin büyüklüğünü kavramayı ihmal
etmiştir. Ve insanlık bu olayı ihmal edip,
tanımayalı beri yüce Allah'ın kendisine
bahşetmiş olduğu en güzel ve en mutlu nimeti
yitirmiş İslamın kendisine bahşetmiş
olduğu mutluluğu ve gerçek esenliği, vicdan
huzurunu, aile mutluluğunu ve toplum
barışının arar olmuştur.
insanlığın, madde alanında
sağlamış olduğu ilerlemeler, medeniyette ve
yapılaşmada almış olduğu yol,
yitirmiş olduğu bu değerlerin yerine geçememiştir.
İnsanlık bunca üretim patlamasına ve hayat
standardını yükselmiş olmasına rağmen
hala bedbaht, hala umutsuzdur.
İnsanlığın
ruhundan bir kez parlayan o güzelim ışık sönmüştür,
kendisine ihsanda bulunan ve yücelerin yücesine yükselen pırıl
pırıl sevinci yok olup gitmiştir. Kalplere ve
ruhlara dolan esenlik ortadan kalkmıştır. Ve
yitirilen ruh sevincinin, göğün
ışığının ve yücelere kanat çırpmanın
yüz aydınlığının yerine hiçbir şey
geçememiştir.
Bizlere mü'min olarak
hiçbir zaman bu hatırayı unutmamak ve ihmal etmemek
emrolunmuştur. Peygamberimiz Hz. Muhammed -salât ve selâm
üzerine olsun- bu hatırayı ruhlarımızda
canlandırmak için bizlere çok rahat ve kolay bir yol
göstermiştir. Böylece Resulallah ruhumuzun sonuna kadar o
hatıraya bağlı kalmasını ve kainatta
meydana gelen kainat çapındaki bu olayı
unutmamasını amaçlamıştır. Resulallah
bizlere her yıl bu mübarek geceyi kutlamamızı,
Ramazanın son on gecesinde bu geceyi bekleyip
araştırmamızı teşvik ederek bu yolu
çizmiştir bizlere. Buhari ve Müslim'de yer alan bir hadiste
Resulallah "Kadir gecesini Ramazanın son on gecesinde
arayın" buyurmuştur. Yine Buhari ve Müslim'de yer
alan bir hadiste Rasulullah'ın "Kim kadir gecesini
imanla ve sevabını Allah'tan bekleyerek ihya eder
değerlendirirse geçmiş günahları
bağışlanır" buyurduğunu görmekteyiz.
İslam dış
görünüşçü ve şekilci bir din değildir. Zaten
bunun için Resulallah bu gecenin kutlanmasında "iman
etmeyi ve sevabını Allah'tan beklemeyi" şart
olarak belirtmiştir. Bunun nedeni yapılan
kutlamanın "iman ederek" bu gecenin
kapsadığı büyük anlamları
canlandırması ve sadece Allah'ı gözeterek, O'na
samimiyetle bağlı kalarak ve "sevabını
Allah'tan bekleyerek" olması içindir. İşte
insanın kalbine ancak bu kutlama sayesinde Kur'an'ın
indiği anlama bağlı olarak birtakım belirli
gerçekler dolabilir.
İslamın
eğitim alanında izlediği metod, ibadet ile
vicdanlardaki inanç sisteminin gerçeklerini birbirine kaynaştırmak
ve ibadeti bu gerçekleri canlandırmak ve açıklamak için,
sadece düşünce alanında takılıp
kalmayıp aksine duygulara sızan canlı bir
şekil halinde yerleştirmek için bir araç yapmaktır.
Artık kesin olarak
belli olmuştur ki, yalnız bu sistem sözünü ettiğimiz
gerçekleri canlandırabilecek ve onu vicdanlarda ve
davranış alanında harekete geçirebilecek en elverişli
sistemdir. Yine açıkça ortaya çıkmıştır
ki ibadet desteği olmaksızın ve ibadet yolu
dışında bu gerçekleri sadece teorik olarak
kavramak onları var edemez ve onlara ne kişinin
hayatında ve ne de toplum hayâtında itici bir hareket
sağlayamaz.
Kadir gecesi
hatırası ile iman ederek ve sevabını Allah'tan
bekleyerek o geceyi kutlamayı birbirine bağlamak
islamın parlak, sağlam sisteminin bir yönünü teşkil
etmektedir.