İnsanlık her an ve her yerde Allah'ın kontrolü
altındadır. Onlar denizde Allah'ın kontrolünde
oldukları gibi, karada da O'nun kontrolündedirler. Dolayısıyla
insan nasıl güven içinde olduğunu hissedebilir. Onlar
Allah'ın depremler ve volkanik patlamalarla, yahutta
Allah'ın kudretine boyun eğen başka sebeplerle
yerin dibine geçirilmekten nasıl emin olabilirler? Onlar
üzerlerine volkanlardan fışkıran bir dağ
patlamasına yakalanıp kaynar sular, çamurlar ve taşlarla
yakılmaktan nasıl emin olabilirler? Böyle bir durumda
onlar Allah'dan başka kendilerini koruyacak ve bu felâketi
başlarından savacak hiç kimse bulamazlar, yokolup
giderler.
Yahut onlar tekrar denize döndüklerinde Allah'ın
üzerlerine büyük bir fırtına göndermesinden tayfalarını
yokedip, gemilerini parçalamasından küfürleri ve yüz
çevirmeleri nedeniyle orada boğdurmasından nasıl
emin olabilirler? Bu durumda onların peşine kim
takılabilir ve onları boğulmaktan kurtarabilir?
İyi bilelim ki, bu insanları Rabblerine
karşı nankör yapan ve O'ndan yüz çevirten sonra da
O'nun yakalayıp cezalandırmasından emin kılan
gafletin ve nankörlüğün ta kendisidir. Halbuki onlar dara
düştüklerinde sadece ona yönelirler. Kurtulduktan sonra
ise, O'nu unuturlar. Sanki Allah'ın onları
yakalayabilecek tek fırsatı budur, bundan başka
Allah onları kıskıvrak yakalayamaz!..
İNSANA SUNULAN İKRAM
Yüce Allah insan denen şu yaratığı,
yarattığı pek çok varlıktan üstün kılmıştır.
Bünyesi ve bedeni itibariyle onu onurlu bir şekilde
yaratmıştır. Onun fıtratında çamur ile
ilahi soluğu birleştirmiştir. Böylece insanın
bünyesinde yer ile gök biraraya gelmiştir! ..
Yine yüce Allah insanın fıtratına
yerleştirdiği yeteneklerde de onu
şereflendirmiştir. İnsan bu yetenekleri ile yeryüzünde
değişiklik yapabilir, yer değiştirebilir,
inşa faaliyetlerine girebilir, üretimle uğraşabilir,
birtakım şeyleri birleştirirken,
bazılarını çözümleyebilir. Böylece hayat için
takdir edilen olgunluk derecesine ulaşabilir.
Allah insana yerdeki doğal kuvvetleri emrine vererek ve
bunu gezegenlerdeki ve yıldızlardaki doğal güçlerin
desteğiyle genişletmek suretiyle de ona ikramda
bulunmuştur.
Bütün bir kâinatın koca ihtişamıyla onu
karşılamasıyla da onu şereflendirmiştir.
Bütün meleklerin karşısında secdeye
kapandığı bu toplantı esnasında yüce
yaratıcı olan Allah bu insana ikramda bulunduğunu
ilan etmektedir.
Allah'ın bu ikramını, yücelerin yücesinden
yeryüzüne gönderilmiş, sonsuza dek kalacak olan kitabi
Kur'an'da, insanın bu
onurlandırılışının tümüyle
yeralması da onun için ayrıca bir şereftir.