52- 'O gün Allah sizi çağırınca kendisine
hamdederek çağrısına uyarsınız ve dünyada
çok kısa bir süre kaldığınızı
sanırsınız. "
Bu, dirilişi inkâr eden ve onu yalanlayanların
halini tasvir eden bir sahnedir. Ayağa kalkmışlar
çağıranın çağrısına kulak
veriyorlar. Dilleri Allah'a övgüler yağdırma çabasındadır.
Onların bu sözden ve cevaptan başka hiçbir sözleri
yoktur.
Bugünü bütünü ile inkâr eden, hatta Allah'ı da inkâr
eden bu insanların verdikleri bu cevap gerçekten ilginçtir.
Orada
"Allah'a
hamdolsun Allah'a hamdolsun" demekten
başka cevapları yoktur.
O gün gölgenin dürüldüğü gibi, dünya hayatı dürülür.
"Dünyada çok kısa bir süre kaldığınızı
sanırsınız."
Dünyanın bu şekilde
canlandırılışı muhatapların gönlünde
onun değerini azaltmaktadır. Bir de
bakmışsın ki, dünya küçük, küçücüktür. Artık
onun gönüllerde bir gölgesi, duygularda bir tablosu kalmamıştır.
O bir an geçip giden bir dönem, dönüşen bir gölge ve kısa
süren bir yararlanmadır.
MÜ'MİNLERİN AHLÂKI
Surenin akışı içinde. diriliş ve
mahşeri yalanlayan, Allah'ın ve Peygamberin kesin
bildirdiği şeylerle alay eden, başlarını
sallayarak reddeden, saldırıya geçen kimselerin
durumları ortaya konduktan sonra Allah'ın mü'min kullarından
söz edilmeye geçiliyor. Peygambere -salât ve selâm üzerine
olsun- verilen direktif ile her zaman güzel söz söylemeleri ve
sürekli güzeli konuşmaları emrediliyor:
53- Mü'min kullarıma de ki; konuşurken en güzel
sözleri söylesinler. Çünkü şeytan aralarındaki
havayı gerginleştirir. Hiç kuşkusuz, şeytan
insanın açık düşmanıdır.
"Mü'min kullarıma de ki: Konuşurken en güzel
sözleri söylesinler."
Genel olarak ve her alanda söylenecek sözlerin en güzelini
seçip söylesinler... Böylece şeytanın
aralarındaki sevgi bağını bozmasını
engellesinler. Çünkü şeytan kardeşler arasında
kullanılan sert sözler aracılığıyla bir
sürtüşme çıkarmak, bunun arkasından gelecek bir
kötü karşılık verme ile de aralarındaki
sevgi, dostluk, uyum havasını, ayrılık,
sertlik ve düşmanlığa dönüştürmek ister.
Güzel söz ise, kalplerin yaralarını sarar,
katılıklarını yumuşatır ve
onları güzel bir sevgi etrafında toplar.
"Hiç kuşkusuz şeytan insanın açık düşmanıdır."
İnsanın ağzından çıkan bir sözü,
dilinin sürçmelerini özellikle yakalamaya çalışır.
Kişi ile kardeşi arasında bu şekilde kin ve düşmanlık
tohumlarını ekmeğe çabalar. Güzel söz ise, bu
gedikleri kapatır, yolunu keser. Kardeşliğin
dokunulmazlığını,
saygınlığını sürtüşmelerden ve körüklemelerden
korur.
SİZİ EN İYİ BİLEN ALLAH'TIR
Bu kısa yönelişten sonra surenin
akışı tekrar çağırıldıklarında
Allah'a hamdederek karşılık verecekleri
kıyamet gününde akıbetlerinin ne olacağına
ilişkin açıklamalara dönüyor. Burada her şeyin
akıbetinin Allah'ın elinde olduğu görülüyor.
Dilerse bağışlar, dilerse azap eder. Onlar
Allah'ın hükmüne bırakılmışlardır.
Peygamber onlardan sorumlu değildir. O,ancak bir elçidir: