Hz. Musa'nın ve İsrailoğulları'nın
kıssasının bu bölümünde surenin akışı,
surenin başında sözü edilen Mescid-i Aksa ve yine baş
tarafta ele alınan İsrailoğulları ve Hz. Musa
kıssası ile tam bir uyum sağlamaktadır. Bunun
ardından ahiret hatırlatılıyor ve Firavun'un
ve toplumunun getirilişi ele alınıyor. Zira surenin
akışı içinde yakında bir kıyamet sahnesi
yeralmış ve bu sahnede canlandırılan
dirilişi yalanlayanların akıbetlerine dikkat
çekilmişti.
Burada sözü edilen dokuz mucize ise: 1- Hz. Musa'nın
beyaz eli, 2- Asası, 3- Yüce Allah'ın Firavun ve
toplumunun başına verdiği kıtlık, 4-
Verimin azalması, 5- Tufan, 6- Çekirge, 7- Tahıl güvesi,,
8- Kurbağa ve 9- Kan'dır...
"İstersen İsrailoğulları'na sor.
Musa'nın dönemini."
Çünkü onlar Hz. Musa ile Firavun arasında geçen
olaylara tanık olmuşlardı.
"Firavun ona "Ey Musa, bana göre sen büyülenmişsin"
dedi.
Doğru söz, Allah'ın birliği, zulmü, azgınlığı
've işkenceyi bırakmaya çağrıda bulunma,
tağutların geleneğinde ancak büyülenmiş ne
dediğini bilmeyen insanların taktiğidir. Firavun
gibi azgın tağutlar bu gerçekleri düşünemezler,
akli dengesi yerinde bulunan bir insanın mevcut şartlara
baş kaldırıp onları eleştireceğine
akıl erdiremezler!
Musa'ya gelince, o kendisine verilen parlak ve açık gerçek
ile kuvvetlidir. Allah'ın kendisine yardım
edeceğine ve zorba tağutları
cezalandıracağına güveni tamdır:
"Musa ona dedi ki; "Bu mucizelerin, getirdiğim
ilahi mésajın gerçek olduğunu gösteren kanıtlar
olarak yerin ve göklerin Rabbi tarafından gönderildiklerini
kesin biliyorsun. Ey Firavun benim görüşüme göre sen
mahvolmaya adaysın."
Allah'dan başka hiç kimsenin bu harika olaylara
gücünün yetmeyeceğini bildiğin halde, Allah'ın
ayetlerini yalanlamanın cezası olarak
yıkılacak, yok olacaksın. Çünkü bu mucizeler
apaçık ortada, apaydınlık ve gözler önünde
olgulardır. Sanki bunlar gerçekleri aydınlatıp
ortaya koyan gözlerdir.
Bu durumda azgın tağut, kaba gücüne sığınıyor.
Onları yurtlarından söküp atmaya ve yoketmeye karar
veriyor.
"Onları yurtlarından sürgün etm