22- Aksine kafir olanlar
yalanlıyorlar.
23- Oysa Allah
onların içinde gizlediklerini biliyor.
24- Onları
acıklı bir azab ile müjdele.
25- İman edenler ve
salih ameller işleyenler hariç. Onlar için bitip
tükenmeyen mükafat vardır.
Aksine kafir olanlar
yalanlıyorlar. Her şeyi yalanlıyorlar. Yani
yalanlamak onların temel karakterleri, huyları ve en
belirgin özellikleri olmuştur. Halbuki yüce Allah onların
içlerinde sakladıklarını, gizlemeye çalıştıklarını;
tüm kötülüğü, çirkinliği ve bu yalanlamanın tüm
etkenlerini çok iyi bilmektedir.
Onlardan söz etme burada
kesilerek hitab Hz. Peygambere yöneltiliyor: "Onları
acıklı bir azap ile müjdele!" Ne çare ki bu
sevindirici bir müjde değildir ve sevindirici haber bekleyen
bir kimsenin hoşuna gidebilecek bir niteliği yoktur!
Aynı zamanda
yalanlamayan ve geleceklerine amel-i sAlih ile hazırlık
yapan müminleri bekleyen akıbeti de sergilemektedir. Surenin
akışı içinde müminlerin bu akıbeti
herşeyi yalanlayan kafirlerin akıbeti içinde bir
istisna niteliğindedir.
Dilbilgisinde bu tür
istisnaya "munkatı istisna" adı verilmektedir.
Yani iman edip sAlih amel işleyenler başta bu kara
haberin kapsamından değillerdi. Sonradan istisna
edilmemişlerdi. Fakat olayın bu şekilde ifade
edilişi istisna edilen şeye daha fazla dikkat
çekmektedir.
Ayet-i kerimede geçen; "sürekli
mükafat" ebedi ve sonsuz yurt olan ahiretteki kesilmeyen,
eksilmeyen sürekli ödül demektir.
Bu kesin ve kısa
vurgu ile, evrene ve vicdana ilişkin, derin anlamlar ifade
eden bu sure sona ermektedir.