Benim mü'min kullarıma de ki; "Namaz kılarak
Rabbinize şükredin. Çünkü namaz Allah'a şükretmenin
en belirgin göstergesidir. Kendilerine nimet olarak verdiğimiz
rızıklardan bir kısmını gizli açık
bağışta bulunsunlar. Böylece Allah için yapılan
bu bağış, övünç, gösteriş ve başa
kakma vesilesi olmaktan kurtarılmış olur.
Bağışta bulunmak suretiyle Allah'ın emrine
itaat duyurulmak istendiğinde ve Allah'ın farz
kıldığı mali sorumluluk yerine
getirildiğinde açıkça bağışta
bulunsunlar. Böylece toplum içinde güzel bir örnek oluştururlar.
Her iki bağış şekli de mü'minin vicdanının
duyarlılığına ve olayları
değerlendiriş mantığına
bırakılmıştır.
Onlara söyle; mal ve ticareti arttırmanın mümkün
olmadığı, aynı şekilde
bağışta bulunmanın yarar
sağlamadığı gün gelmezden önce, ahirete
yönelik birikimlerini arttırsınlar. Çünkü o gün
yeryüzünde yapılan salih ameller yarar sağlayabilir
ancak.
"Ne alışverişin ne de dostluğun geçerli
olmadığı gün gelmeden önce." EVREN SENFONİSİ
Burada evren kitabının kapağı açılıyor.
Ürperti veren satırları Allah'ın sayısız
nimetlerini dile getiriyor. Bu kitabın görkemli ve geniş
sayfaları göz alabildiğince uzanıp giden türlü
türlü nimetleri ardarda sıralıyor: Gökler ve yer...
Güneş ve ay... Gündüz ve gece... Gökten inen su ve yerden
biten meyvalar. Üstünde gemilerin yüzdüğü deniz ve çeşitli
rızıkları akıtan nehirler... Evrenin bu
sayfaları tümüyle gözler önüne serilmiş
olmasına rağmen, cahiliye hayatını
yaşayan insanlar dönüp bakmıyorlar, okumuyorlar, bu
sayfaları inceleyip şükretmiyorlar. Çünkü insan çok
zalim ve son derece nankördür. Allah'ın nimetini küfürle
karşılar. Her şeyin yaratıcısı, her
canlının rızkını veren ve bütün evreni
insanın yararına sunan Allah olduğu halde, ona
eşler koşar: