Fırtınalı bir günde rüzgârda savrulan külün
oluşturduğu sahne bilinen ve her zaman gözlemlenebilen
bir sahnedir. Ayetlerin akışı boşuna
işlenen iyi davranışların kayboluşunu
somutlaştırmak için veriyor bu örneği: Bu tür
iyi davranışları işleyenler ellerine bir
şey geçiremezler, onlardan hiçbir şekilde
yararlanamazlar. Ayetlerin akışı bu gerçeği
fırtınalı, hareketli bir sahnede
somutlaştırıyor. Bunun sonucunda duygularda öyle
bir hareketlenme meydana geliyor ki, iyi davranışların
kayboluşunu, heder oluşunu anlatma amacı ile
başvurulan hiçbir zihinsel soyut ifade yöntemi bunu
gerçekleştiremez.
Bu sahne, kâfirlerin işledikleri iyi
davranışlara ilişkin somut bir gerçeği
anlatmaktadır. Çünkü iman temeline dayanmayan iyi davranışlar,
davranışı nedene, nedeni de yüce Allah'a sağlam
kulpa bağlı olmayan davranışlar, toz gibi, kül
gibi uçuşup giderler. Bu tür davranışlar
dayanaksız ve düzensizdirler. Çünkü önemli olan amel değildir,
insanı böyle bir ameli işlemeye iten nedendir önemli
olan. Çünkü amel mekanik bir harekettir. Bir nedeni, bir amacı
ve bir hedefi olmadığı sürece insanın
hareketleri ile bir makinenin hareketleri arasında hiçbir
fark yoktur.
Böylece tasvir edilen sahne, derin gerçekle aynı noktada
buluşuyor. Gözönünde bulundurulan anlamı,
teşvikli, anlamlı ve etkileyici bir üslupla dile
getiriyor. Bunun arkasında yapılan değerlendirme de
bunlarla aynı noktada buluşuyor!
"İşte koyu sapıklık budur."
Bu değerlendirmenin bıraktığı etki,
fırtınalı bir günde rüzgârda uçuşup
uzaklara doğru savrulan külün bıraktığı
etki ile uyuşmaktadır.
Savrulan küllerin canlandırıldığı
sahneye aşağıdaki ayette yeralan bir diğer gölge
de katılıyor. Bu ayette dikkatler gelmiş geçmiş
yalanlayanların akıbetinden Kureyş'ten
yalanlayanların akıbetine çekiliyor. Burada Kureyşliler
yokedilip yerlerine yeni bir canlı türünün getirilmesi ile
tehdit ediliyorlar.