Buradaki sahne son derece ilginçtir. Bütün inatçı
zorbaların hüsranını, şu dünya hayatındaki
acı sonlarını gözler önüne seren bir sahnedir bu.
Ama bu sahnenin gösterildiği yerin arka planında
cehennemdeki durum ve görüntü de düşünülüyor. Zorbalar
yaralı vücutlardan akan irini içiyorlar. Pis ve acı
oluşundan dolayı da yutamıyorlar, anında
dışarı atıyorlar. Bu pislik ve tiksinti
öylesine belirgin ki, sözcükler arasında elle tutulacak
kadar somuttur. Bu zorbaları tüm sebepleri ile ve her
yönden ölüm kuşatır ama ölmezler. Azabın
tamamlanması için elbette... Bundan sonra da şiddetli
bir azap vardır.
Bu sahne dehşet vericidir. Hüsrana uğramış
yenik zorbayı çizerken, arka planda da akıbetini, bu
derece korkunç ve ürpertici bir tarzla gözlerinin önüne
getiriyor. İfadede yeralan "Galiyz" kelimesi de
sahnenin biraz daha korkunç olmasına katkıda bulunuyor.
Ve bu ifade zorbaların hak, iyilik, hayır ve inanç
davetçilerine karşı bir tehdit unsuru olarak
kullandıkları zalim kuvvetlerin yanında uyum
oluşturmaktadır.
Bu acı akıbetin gölgesinde yeralan değerlendirme,
kâfirlere darbelerin indiği bir sahnede tasvir edilen bir
örnektir. Yüce Allah'ın yalanlayanları yokedip
yerlerine yeni bir canlı türü getirme gücüne sahip olduğu
gerçeğine dikkat çekiliyor burada. Bu da, hikâyenin
sahneleri diğer bir alanda görülmeye başlamadan önce
yapılıyor. Hikâyenin yeryüzünde geçen son
bölümünün üzerine bir perde çekiliyor, bir diğer
alandaki sahneleri canlandırılıyor: