Bu ayetteki "belki" sözcüğü soru anlamı
içerir. Aslında tam bir soru edatı değil, fakat bu
anlamı belli bir oranda ifade ediyor. Yani müşriklerin
gösterdikleri bu cahillik, bu keçi inadı,
peygamberliğin özelliğini ve fonksiyonunu kavramaktan
son derece uzak olduklarını ortaya koyan bu saçma
öneriler karşısında, normal insan psikolojisinden
beklenen tepki can sıkıntısıdır. Ey
Muhammed! Acaba senin de canın sıkılacak da bu can
sıkıntısının baskısı
altında sana vahiy yolu ile indirilmiş olan
mesajların bir bölümünü onlara duyurmaktan vaz mı geçeceksin?
Böylece daha önce kendilerine duyurduğun benzer mesajlara
karşı göstermeyi alışkanlık haline
getirdikleri olumsuz tepkiden kurtulmayı mı tercih
edeceksin?
Asla! Sakın sana vahiy yolu ile bildirilen gerçeklerin
bir bölümünü onlara duyurmaktan vazgeçme ve sakın sana söyledikleri
saçma sözlerden dolayı canın sıkılmasın.
Çünkü;
"Sen sadece bir uyarıcısın."
Senin tüm görevin onları uyarmaktır. Öyleyse
görevini yerine getir. Görüldüğü gibi burada
Peygamberimizin "uyarıcılık, korku
salıcılık" sıfatı ön plana çıkarılmış,
çünkü bu tür kimseler karşısında bu
sıfatın projektör altına alınması
gerekli görülmüştür. Ayeti okumaya devam edelim:
"Her şeyin yönlendiricisi Allah'dır."
Onların yönlendiricisi O'dur. Kendilerine, değişmez
yasaları uyarınca dilediği gibi yön verir. Sonra
da onları davranışlarından dolayı hesaba
çeker. Sen onların kâfir ya da mü'min olmalarından
dolayı sorumlu değilsin. Sen sadece bir
uyarıcısın.
Bu ayet, İslâm tarihinin o zor döneminin havasını
yansıtır, Peygamberimizin içinde bulunduğu can
sıkıntısını kanıtlar. O dönemin
keçi inatlı cahiliyesine karşı koymanın ne
kadar ağır bir yük olduğu hakkında bize fikir
verir. Çünkü Peygamberimiz o çetin dönemde akrabası ile
yardımcısını, yani amcası Ebu Talib ile
eşi Hz. Hatice'yi kaybetmiş, bu yüzden yalnızlık
duygusu gönlünü karartmış, bunun sonucu olarak
cahiliye kuşatmasının çemberi içinde sıkışıp
kalan bir avuçluk müslüman azınlığın
kalplerini keder sarmıştı.
Ayetin kelimeleri arasında yükselen bu hüzünlü hava
nerdeyse elle dokunulacak kadar somuttur. İşte bu
ağır havayı dağıtmak üzere inen bu
rahatlatıcı İlahi sözler kalplere huzur aşılıyor,
gergin sinirleri gevşetiyor ve endişe dolu gönüllere
su serpiyor.
GÜÇSÜZLERİN MEYDAN OKUYUŞU
Şimdi müşriklerin bir başka sözü karşımıza
çıkarılıyor. Onlar bu sözü birkaç kez daha
söylemişlerdi; "Bu Kur'an uydurmadır"
demişlerdi. Yüce Allah da onlara meydan okuyor, dedikleri doğru
ise, Kur'an'ın surelerine benzer on tane sure de onlar
uydursunlar bakalım, bu uydurma işinde istedikleri
kimsenin yardımına başvurabilirler.