Melekler "Selâm..." demişlerdi. İbrahim
ise, "Biz sizden korkuyoruz" demişti.
İbrahim'in neden böyle söylediği burada açıklanmıyor.
Hud suresinde olduğu gibi, misafirlerine
kızartılmış buzağı ikram
ettiğinde "ellerini yiyeceğe
uzatmadıklarını görünce durumlarını
beğenmeyip, içine korku düştüğüne" değinilmiyor.
Çünkü burada yüce Allah'ın peygamberinin dili ile
kullarına duyurduğu rahmeti ele alınıyor. Amaç
İbrahim'in hikâyesini ayrıntıları ile
anlatmak değildir.
"Onlar "Korkma, biz sana bilgin bir oğlun
olacağını müjdeliyoruz" dediler."
Bu şekilde müjde vermekte acele etmişlerdi. Surenin
akışı da ayrıntıya girmeden çabucak
geçiyor.
Yine burada sadece İbrahim peygamberin cevabı
yeralıyor. Karısına ve bu esnada söylediği sözlere
değinilmiyor:
"İbrahim, "Hayli ilerlemiş yaşıma
rağmen mi bana bu müjdeyi veriyorsunuz? O halde neye
dayanarak müjde veriyorsunuz" dedi."
İşin başında Hz. İbrahim, hayli
ilerlemiş yaşına rağmen bir evlâdının
olacağına ihtimal vermiyor. (Başka bir yerde de
değinildiği gibi, karısı da kocamış
ve kısırdır.) Melekler hemen O'nu kuşkulardan
uzaklaşıp kesin inanca çağırıyorlar:
"Onlar dediler ki; "Sana bu müjdeyi gerçeğe
dayanarak veriyoruz, sakın umutsuzlardan olma."
Yani karamsarlardan olma. Hz. İbrahim derhal kendine
geliyor ve Allah'ın rahmetinden ümit kesme kuşkusunu içinden
söküp atıyor.
"İbrahim, "Sapıklardan başka kim
Allah'ın rahmetinden ümit keser?" dedi."
İbrahim peygamberin -selâm üzerine olsun- sözü aktarılırken
"rahmet" kelimesi özellikle vurgulanıyor. Bu ise,
bölümün giriş kısmı ile bir ahenk
oluşturuyor. Bununla birlikte şu temel gerçek de ön
plana çıkıyor: Sapıklardan başkası
Rabbinin rahmetinden ümit kesmez. Allah'ın yolundan
sapmış, O'nun ruhundan teneffüs etmeyen, O'nun
rahmetini hissetmeyen, O'nun şefkatini, iyiliğini ve
koruyuculuğunu algılamayan kimseler ümit keser Allah'ın
rahmetinden. Ama imanın tazeliğine
ulaşmış, rahmana bağlanmış bir kalp,
zorluklar kendisini çepeçevre kuşatsa da,
şartların ağır baskısı altında
kalsa da hava kapkaranlık ve bulutlu olsa da, göz gözü
görmez bir karanlıkta realitenin yoğun
baskısı içinde hedefini yitirecek gibi olsa da
karamsarlığa düşmez. Allah'ın rahmetinden
ümit