O |
Hakka
|
O |
|
19- Kitabı sağından verilen: "Alın
kitabımı okuyun,
20- Ben hesabımın inceleneceğini sezmiştim"
der.
21- Artık o memnun edici bir hayat içindedir.
22- Meyvelerin devşirilmesi kolaydır.
23- Yüksek bir bahçede ki,
24- Geçmiş günlerde yaptığınız
işlerden ötürü afiyetle yiyin için.
Kitabın sağdan, soldan arkadan alınması,
maddi gerçeklik de olabilir; arapların sağın
hayırlı, solla arkanın şerli yanlar
saymalarına bağlı olarak arap dili
ıstılahları çerçevesinde oluşan
klişeleşme de olabilir... Hangisi olursa olsun
işaret edilen birdir.
Verilen görünüm bu zor günde kurtulanın görünümü.
O topluluk içinde taşkın bir sevinç içinde konuşuyor;
sevinç psikolojisini kaplayarak dilini etkisi altına
alıyor ve bağırıyor: "alın
kitabımı okuyun" Sonra kolay
kurtulacağını sanmadığını;
hesabının inceleneceği beklentisinde olduğunu
sevinç içinde hatırlıyor... Hz. Aişe'den -Allah
ondan razı olsun- nakledilen hadiste de geldiği üzere
Hz. Aişe: "Resulallah `Hesabı incelenen azaba çarpılır'
dedi. Allah; "O zaman kimin kitabı sağından
verilirse o, kolay bir hesaba çekilecek ve sevinçli olarak
ailesine dönecektir" demiyor mu? Dediğimde; `Burada sözü
edilen hesabın açıklanmasıdır, yoksa
kıyamet günü hesabı incelenip de, helak olmayacak
kimse yoktur' dedi."(Buhari, Tirmizi, Müslim, Ebu Davud)
İbn Ebî Hâtem, Ebî Osman'dan gelen şu hadisi
vermiştir: "Resulallah şunları söyledi: `Mü'mine
kitabı Allah katından bir örtü içinde sağından
verilir. Hemen günahlarını okur; her bir günahını
okuyuşunda rengi değişir. Sonra iyiliklerine geçer
onları okur, rengi geri gelir. Ardından bakar ki, günahları
iyiliğe dönüşmüş. İşte bu duruma
ulaştığında: "Alin kitabımı
okuyun der".
Abdullah b. Hanzala'dan -cenazesi melekler tarafından
yıkanmış olan şehid nakledilmiştir:
"Resulallah: `Allah kıyamet günü kulunu durdurup
kötülüklerini sahifesinin
arkasından göstererek: `Bunları sen mi yaptın?'
der. O: `Evet ey Rabb' der. Allah ona: `Ben seni onlarla rusvay
etmeyeceğim, onları affettim' der. İşte bunun
üzerine kul: `Alin kitabımı okuyun, ben
hesabımın inceleneceğini sezmiştim zaten der'
dedi."
El-Sahîli'de fısıldaşma konusu
sorulduğunda; ibn. Ömer'in şunları
anlattığı yer alıyor: "Rasulullah'ın:
`Kıyamet günü Allah, kulu kendisine yaklaştırarak,
tüm günahlarını itiraf ettirir. Kul helak olduğu
kanısına vardığında, ulu Allah: `Dünyada
onları örtmüştüm, bugün de bağışlıyorum'
der. Ardından kulun iyiliklerini içeren kitabı
sağından verilir. Kafirler münafıklara gelince
şahitler: Rabblerine karşı yalan söyleyenler
İşte bunlardır biline ki; Allah'ın lâneti
zalimleredir' derler, dediğini duydum."
Sonra, şahitlerin gözü önünde kurtulanlar için hazırlanan
nimetler açıklamıyor. Nimetlerin; o dönemde ayetlerin
muhatabı olanların durumuna uygun düşen somut
nimetler oldukları görülüyor. Onlar cahiliye ile yapılanmışlardı.
içlerinden iman edenlerin üzerinden uzun bir zaman geçmemişti
ki, kavrayışları ona göre yapılansın ve
nimetlerin her türlü yararlanılacak şeyden daha
üstün ve ince olanım ayırd edebilsinler.
"Artık o, memnun edici bir hayat içindedir. Yüksek
bir bahçede ki, meyvelerinin devşirilmesi kolaydır. Geçmiş
günlerde yaptığınız iyi işlerden
ötürü âfiyetle yiyin için:'
"Sahiplerine "geçmiş
günlerde yaptığınız iyi işlerden
ötürü âfiyetle yiyin için" hitabıyla
onurlandırıcı iltifatla sunulan nimetin bu türü.
Ayrıca o, henüz duygular yücelip her türlü yararlanılacak
şeyden, Allah'a yaklaşmanın daha çekici olduğunu
görecek düzeye gelmelerinden önce; Allah'la bağlantı
kurma dönemlerinin başlangıcında bulunan Kur'an
muhatablarının kavrayışlarının
ulaşabileceği türdür de... Bundan öte nimetin bu
türü; insanlık tarihi boyunca birçok nefsin ihtiyaçlarını
karşılamıştır. Nimetin bu türünün dışında
da birçok türü olduğu açıktır.
|
|
O |
|
O |
|