Gücünü Allah'dan almadıktan sonra hiçbir rejimin,
hiçbir kanunun gücü yaptırımı olmaz. Yüce Allah
bir şeye kendi katından güç, kuvvet vermemişse o
iş zayıftır, basittir. Gücün temel unsurlarından
yoksundur.
Şu müşrikler de putlardan, heykellerden ya da insan
veya şeytanlardan birtakım düzmece tanrılara
kulluk ediyorlar. Halbuki bu düzmece tanrılara yüce Allah
kendi katından hiçbir güç vermemiştir. Bu yüzden
güçten yoksundurlar. Üstelik müşrikler bu düzmece tanrılara,
kendilerini ikna eden bir bilgi ve kanıt sebebiyle de kulluk
etmiyorlar. Sadece kuruntulara ve hurafelere uyuyorlar.
Sığınabilecekleri bir yardımcıları
da yoktur. Her şeyden üstün ve her şeye gücü yeten
Allah'ın yardımından yoksundurlar.
Şaşırtıcı olan Allah'ı bir yana
bırakıp kendilerine hiçbir güç, hiçbir yetki
indirilmeyen varlıklara kulluk etmeleri ve bu konuda hiçbir
bilgiye de sahip olmamalarına rağmen, hak çağrısına
kulak vermemeleri, yapılan çağrıyı kabul
etmek amacı ile düşünmemeleridir. Üstelik günahlarından
dolayı gurura kapılmaları ve nerdeyse kendilerine
Allah'ın ayetlerini okuyan kimsenin üzerine atılıp
parçalayacak gibi olmalarıdır.
72- Kâfirlere açık anlamlı ayetlerimiz
okunduğunda içlerinde kabaran öfkeyi ve nefreti
yüzlerinden okuyabilirsin. Neredeyse ayetlerimizi
okuyanların üzerlerine çullanacak gibi olurlar. Onlara de
ki; "Size bu öfkenizden daha kötüsünü haber vereyim mi?:
Cehennem ateşi! Allah onu kâfirler için
hazırladığını bildirmiştir. Ne
kötü bir akıbettir o!"
Onlar kanıta kanıtla karşılık
vermiyorlar, delili delille çürütmüyorlar. Kanıt
karşısında çaresiz kalınca, delile yenik
düşünce kaba kuvvete, saldırganlığa
başvuruyorlar. Bu, tağutların değişmez
özelliğidir. Ruhlarında bir inatçılık
vardır. Saldırgan bir karaktere sahip olurlar. Gerçek
söze kulak vermezler, Çünkü onlar bu sözü kaba kuvvetle
savunmaktan başka ellerinden bir şeyin gelmediğini
çok iyi bilirler.
Bu yüzden Kur'an-ı Kerim onlara tehditle, azapla
karşılık veriyor:
"De ki; `Size bu öfkenizden daha kötüsünü haber
vereyim mi?"
Bu inkarcı tavrınızdan, bu saldırgan
karakterinizden, daha kötüsünü haber vereyim mi?
"Cehennem ateşi."
Bu, saldırganlığa ve inkarcılığa
son derece uygun bir cevaptır.
Sonra yüce ufuklardan tüm insanlara yönelik, genel ve
kulakları çınlatan bir duyuru yer alıyor. Düzmece
tanrıların, insanların Allah'ı bir yana
bırakıp ibàdet ettikleri tüm sahte
tanrıların ne kadar zayıf oldukları
duyuruluyor. Bunlar arasında şu zalimlerin yardım
istedikleri, şu despotların dayandıkları
düzmece tanrılar da yeralıyor. Bu düzmece
tanrıların zayıflıkları gözlerin
gördüğü, kulakların duyduğu, somut bir örnekle
duyuruluyor. Son derece canlı, hareketli gözlerin vé
kalplerin rahatlıkla algıladıkları bir sahnede
tasvir ediliyor.. Bu sahne, o düzmece tanrıların
zayıflıklarını oldukça
aşağılayıcı bir tarzda
canlandırıyor. Bu haliyle sahne göz
kamaştırıcı bir örnek niteliğinde
beliriyor.