58- Allah yolunda yurtlarından göçettikten sonra
öldürülenlere ya da ölenlere gelince Allah onlara rızıkların
en güzelini sunacaktır. Hiç kuşkusuz Allah
rızık sunanların en
hayırlısıdır.
59- O, onları kesinlikle hoşnut olacakları bir
yere yerleştirecektir. Hiç kuşkusuz Allah her şeyi
bilir ve yumuşak tutumludur.
Allah yolunda hicret etmek; aile, memleket, vatan, geçmişte
yaşanan anılar, mal ve diğer hayat nimetleri gibi
kişinin arzuladığı, değer verdiği,
üzerine düştüğü her şeyden soyutlanmakdır.
Allah'ın hoşnutluğunu elde etmek ve yeryüzünde
bulunan her şeyden daha iyi olan O'nun katındaki
iyiliklere kavuşmak amacı ile inancı tüm bunlara
tercih etmektir.
Hicret, Mekke fethedilmeden, bir İslâm devleti kurulmadan
önce geçerliydi. Fetihten sonra artık hicrete gerek
kalmamıştır. Peygamber Efendimizin de -salât ve
selâm üzerine olsun- belirttiği gibi cihad etmek ve
İslâmı uygulamak için hareket etmek vardır. Kim
Allah yolunda cihad eder, Allah'ın dinini insanların
hayatına egemen kılmak için salih amel işlerse bu
yaptığı da hicret hükmündedir, hicretin sevabı
ona da vardır.
"Allah yolunda yurtlarından göçettikten sonra
öldürülenlere ya da ölenlere gelince Allah onlara rızıkların
en güzelini sunacaktır."
İster şehit olarak Allah'a kavuşsunlar, ister
yataklarında can vererek O'na kavuşsunlar, farketmez,
mutlaka hicretlerinin sevabını alacaklardır.
Çünkü Allah yolunda yurtlarını ve mallarını
bırakıp çıkmışlardı, her türlü
sonuca hazırlanmışlardı. Herhangi bir yolla
hicretleri esnasında şehadetin kokusunu
almışlardır Hayatın bütün nimetlerini feda
etmiş, Allah için bütün bunl
ardan
soyutlanmışlardı. Bu kayıplarına
karşılık olarak da yüce Allah onlar için büyük
bir ödül garantiliyor:
"Allah onlara rızıkların en güzelini
sunacaktır. Hiç kuşkusuz Allah rızık
sunanların en hayırlısıdır."
Bu, geride bıraktıkları her şeyden daha
üstün, daha değerli bir rızıktır.
"O, onları kesinlikle hoşnut olacakları bir
yere yerleştirecektir."
Çünkü Allah'ı hoşnut ederek yurtlarından çıkmışlardı.
Allah da onları hoşnut olacakları bir yere
yerleştireceğini vadediyor. Hiç kuşkusuz yüce
Allah'ın onların hoşnutluğunu gözetmesi,
onlara yönelik büyük bir lütfun belirtisidir. Çünkü onlar
kuldurlar, O ise onların yüce yaratıcıdır.
"Hiç kuşkusuz Allah her şeyi bilir ve
yumuşak tutumludur."
ALLAH'IN EZİLENLERE YARDIMI
Onların uğradığı zulmü ve işkenceyi
bilir. Bir de hoşlarına giden şeyleri de bilir,
yaptıklarının karşılığı
olarak onlara bahşeder. Halimdir, insanlara süre tanır.
Sonra zalimlere hakettikleri cezayı verir.
İnsanlardan haksızlığa uğrayanlar ise,
sabredemezler, yumuşaklık gösteremezler. Hemen haksızlığı
bertaraf ederler. Uğradıkları eziyetin
karşılığını verirler. Ama eğer
saldırganlar bu tepkiye rağmen haksızlıktan
vazgeçmez, mazlumlara yönelik zulüm ve saldırılarına
yeniden başlarlarsa, bu durumda yüce Allah zalimlere karşı
mazlumlara yardım etmeyi, onlara zafer vermeyi garanti ediyor.
60- Bu böyledir. Kim kendine haksızlık yapanlara gördüğü
haksızlık kadar karşılık verdikten sonra
saldırıya uğrarsa, Allah kendisine kesinlikle
yardım eder. Hiç şüphesiz Allah bağışlayıcıdır,
affedicidir.
Ama bu yardımın şartı; yapılan
harekete mukabil uğranılan saldırıya
karşılık olmasıdır, düşmanlık
ve zulüm için olmamasıdır. Uğranılan zarara
karşılık vermek ve bundan fazlasını
yapmamaktır bunun şartı.
Yapılan saldırıya benzer bir saldırı
ile karşılık verme ilkesi üzerine yüce Allah'ın
affedici ve bağışlayıcı olduğu
değerlendirmesi yapılıyor. Çünkü O affetme ve bağışlama
gücüne sahiptir. Oysa insanlar affetmek ve bağışlamaktansa
kısas uygulamayı, saldırıya
karşılık vermeyi tercih ederler. Bu durum
onların insan oluşlarından kaynaklanmaktadır.
Ayrıca yüce Allah onlara yardım da eder.
Bunun ardından surenin akışı,
uğradığı zarara benzer bir zararla
karşılık veren buna rağmen ikinci kez
saldırıya uğrayan kimselere yönelik yüce Allah'ın
verdiği yardım sözü ile yüce Allah'ın evrene
egemen kıldığı büyük yasalar sistemini
birbirine bağlıyor. Çünkü bu evrensel yasalar sistemi,
yüce Allah'ın verdiği sözü tuttuğuna
tanıklık etmektedir. Ayrıca her zaman yürürlükte
olan bu yasaların şaşmadan işlediklerini de göstermektedir.
Bu da gösteriyor ki, yüce Allah'ın mazlumlara verdiği
zafer, değişmez ilahi yasalardan biridir.