Burada özellikle kurbanlık deve ve
sığırlardan sözedilmesi, kurbanlık
hayvanların en büyükleri olmalarındandır. Yüce
Allah'ın bunlarla insanlar için iyilik dilediği
vurgulanıyor. Çünkü canlı iken bunlara binilir, sütleri
sağılır. Kurban edilirken de hem fakirlere,
dağıtılır, hem de yenilir. Yüce Allah'ın
bu hayvanları onlar için bir iyilik aracı
kılmasının karşılığıda,
üzerlerinde Allah'ın adını anmaları, kesilmek
üzere ayakları bağlandığı zaman sadece
Allah'a sunmalarıdır.
"Ön ayaklarını bağlayarak onları da
boğazlarken Allah'ın adını anınız."
Develer bir ayakları bağlanarak üç ayak üzerinde
duracak şekilde kesilirler.
"Yanüstü düşüp öldüklerinde."
Tamamen yere yıkılıp can verince sahiplerinin
yemesinde bir sakınca yoktur. Ayrıca istemeyen gözü
tok fakirlerle, istemek zorunda kalan fakirler de bunlardan yer.
Gerek canlıyken, gerekse kesildikten sonra kendileri için
takdir edilen iyiliklere şükretsinler diye yüce Allah bu
hayvanları insanların hizmetine vermiştir.
"Şükredersiniz diye o hayvanları böylece yararınıza
sunduk."
Mü'minler bu hayvanları kurban etmekle
emrolundukları zaman
"Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları
Allah'a ulaşacaktır."
Kuşkusuz kan ve et yüce Allah'a ulaşmaz. Kalplerde
yer eden Allah korkusu (Takva duygusu) ve kalplerin yönelişleri
O'na ulaşır. Sapık ve iğrenç şirk
bataklığına dalmış Kureyş müşriklerinin
putlarını, düzmece tanrılarını
kurbanların kanlarına bulaştırmaları gibi
çirkin şeyler geçerli değildir İslâmda.
"Bu şekilde onları yararınıza sunduk
ki, sizi doğru yola ilettiği gerekçesi ile Allah'ın
yüceliğini dile getiresiniz."
Yüce Allah kendisinin birliğini size göstermiştir.
Sizi kendisine yöneltmiştir. Rabb ile kul arasındaki
bağın, hareketle yöneliş arasındaki ilginin
gerçeğini kavramanızı
sağlamıştır.
İyi bir düşünceye, iyi bir bilince sahiptirler. En
iyi şekilde Allah'a ibadet ederler. Hayatta sergiledikleri tüm
davranışlarda Allah'a olan
bağlılıklarını her zaman gözönünde
bulundururlar.
Böylece, müslümanın hayatı boyunca
attığı hiçbir adım, gece-gündüz sergilediği
hiçbir hareket yoktur ki, Allah'ı gözetmemiş olsun,
kalbi O'nun korkusuyla ürpermemiş olsun, O'na eğilim göstérmemiş,
O'nun hoşnutluğunu istememiş olsun. Böylece hayat
bütünüyle ibadet olur. Yüce Allah'ın kulları
yaratmadaki iradesi gerçekleşir. Gökteki bir sebebe bağlı
olan yeryüzündeki hayat böyle ıslah olur.
ALLAH İMAN EDENLERLE BERABERDİR
Hac dönemine özgü sembollerle ibadetleri, insanları
Allah'ın yoluna girmekten alıkoyanlara karşı
savunmak, korumak gerekir. İnsanları Allah'ın
yoluna girmekten alıkoyanların inanç ve ibadet
özgürlüğüne, mabetlerin ve şiarların
kutsallığına saldırmalarına engel olmak
bir zorunluluktur. İnanç temeline dayalı, Allah'a
bağlı ve insanlık için hem dünya hem de ahiret
iyiliğinin garantisi olan hayat sisteminin egemen olması
için çalışan, sadece Allah'a kulluk eden mü'minlerin
yeryüzünde üstünlük sağlamaları zorunludur.
İşte bunun için yüce Allah, hicretten sonra,
müslümanların hem kendilerini hem de inanç sistemlerini
tehdit eden ve katlanılmaz boyutlara ulaşan müşrik
saldırılarına karşı müslümanlara, savaşma
izni vermiş, hem kendileri hem de başkaları için
Allah'ın dininin gölgesinde inanç ve ibadet özgürlüğünü
sağlamaya çalışmalarını emretmiştir.
Ayrıca aşağıdaki ayetlerde açıkladığı
şekliyle inanç sistemlerinin öngördüğü
yükümlülükleri yerine getirmeleri koşuluyla kendilerine
zafer ve üstünlük bahşedeceğine söz vermiştir.