Allah'ın koyduğu yasaklara saygı göstermek,
onları önemsemek, onları çiğnememeyi gerektirir.
Allah katında budur iyilik. Vicdan ve duyu alemi için, hayat
ve pratik dünya için iyiliktir. Çünkü Allah'ın
yasaklarını çiğnemekten kaçınan vicdan, kötülüklerden
arınan bir vicdandır. Allah'ın koyduğu
yasakların gözetildiği bir hayat insanların
azgınlık ve düşmanlıktan emin oldukları
bir hayattır. Bu hayatta insanlar huzur ortamında,
barış yurdunda, güvenlik bölgesinde yaşarlar.
Müşrikler -Bahira, Saibe, Vasile ve Hami- gibi
birtakım hayvanların etlerini yasaklayıp onlara
dokunulmazlık tanımış olsalar bile bunlar,
Allah'ın koyduğu yasaklar değildir. Üstelik onlar
böyle yapmakla Allah'ın yasaklarını çiğniyorlar.
-Çünkü ayet, Allah'ın yasakladıklarının
dışında hayvanların helâl oluşundan söz
ediyor- Allah'ın yasakladıkları ise, murdar, kan,
domuz eti ve Allah'dan başkası için kesilen diğer
hayvanlardır. "Tek tek sayılarak yasaklananlar
dışındaki bütün hayvanlar size helal kılındı."
Bununla Allah'dan başka hiç kimsenin birtakım
yasaklar tesis etmemesi, Allah izin vermedikçe hiç kimsenin
kanun koymaması, Allah'ın şeriatının
dışında herhangi bir düzmece yasa ile insanları
yönetmemesi kastediliyor.
Hayvanların helal oluşunun belirtilmesi münasebetiyle
putların pisliğinden uzak durulması emrediliyor. Müşrikler
bu putlar için kurban keserlerdi: Ve bu davranışları
bir pislikti. İnsan ruhu için bir pislik, bir lekedir.
Allah'a ortak koşmak vicdanı yaralayan kalpleri kirleten
bir pisliktir. Vicdanların ve kalplerin temizliğini,
arılığını, lekeler. Pisliğin giysi
ve yerleri lekelediği gibi.
Çünkü şirk, Allah'a iftira etmektir, yalan söylemektir.
Bu yüzden yüce Allah her türlü yalan sözü söylemekten sakındırıyor.
Ayet, yalan sözü, Allah'a ortak koşma eylemi ile
birlikte sözkonusu etmekle yalan sözün kötülüğünü
daha bir vurgulamaktadır. İmam Ahmed Fatik el Esedil'den
şöyle rivayet eder:
Resulullah -salât ve selâm üzerine olsun- "Haydi sabah
namazı" dedi. Namazı bitirdikten sonra ayağa
kalktı ve şöyle buyurdu: "Yalan şahitlik ulu
ve üstün iradeli Allah'a ortak koşmakla bir tutuldu"
sonra bu ayeti okudu."
Yüce Allah insanların her türlü şirkten
uzaklaşmalarını, tüm yalan sözlerden kaçınmalarını,
dosdoğru ve katışıksız tevhid çizgisini
izlemelerini istiyor:
"Allah'ın birliğini onaylayan kimseler olunuz,
O'na ortak koşmayınız." Sonra ayet son
derece sert bir sahneyi canlandırıyor. Bu sahnede,
ayakları tevhidin ulu ufuklarından kayan, şirkin
bataklığına doğru yuvarlanan birinin durumu
tasvir ediliyor. Ve bu adam birdenbire kayboluyor,
dağılıp gidiyor, bundan önce hiç olmamış,
yaşamamış gibi...
"Kim Allah'a ortak koşarsa sanki gökten yere düşmüş
de kuşlara yem olmuş ya da rüzgâr tarafından sürüklenerek
ıssız bir köşeye atılmış gibi olur."
Bu, çok yüksek bir yerden boşluğa doğru
yuvarlanmanın sahnesidir! "Sanki gökten düşüyor
gibi."
Bir göz açıp kapama anı gibi kısa bir zamanda
paramparça oluyor. "Kuşlara yem olmuş."
Ya da rüzgâr alıp onu gözden uzak bir yere savuruyor. "Ya
da rüzgâr tarafından sürüklenerek ıssız bir köşeye
atılmış gibi olur."
Uçsuz bucaksız bir boşlukta, yuvarlanıp gider.
Burada, dikkati çeken şey, sahnenin sertliğinin,
ifadedeki "fa" harfi ile sağlanan hızlı
sıralanışın yanında hareketin çabukluğudur.
Özellikle gökten boşluğa doğru düşen
adamın kuşlar tarafından kapılıp götürülmesini
dile getiren ifade bunun en somut örneğidir. Bu da
Kur'an-ı Kerim'de başvurulan tasvirli ifade
tarzının örneklerinden biridir.
Aslında bu, Allah'a ortak koşanların durumunu
dile getiren gerçek bir tablodur. Onlar da imanın yüce
ufuklarından yokluğa, uçsuz bucaksız bir
boşluğa doğru yuvarlànırlar. Çünkü insanın
kendine güven duymasını sağlayan sağlam
temeli kaybederler. Bu temel tevhiddir.
Sığınabilecekleri güvenlik yurdunu yitirirler.
Dolayısıyle sınırsız arzular, bitmez tükenmez
ihtiraslar kapıp götürür onları. Rüzgârın sürüklemesi
gibi asılsız kuruntular, karanlık bir
boşluğa doğru sürükler onları. Çünkü sağlam
bir kulpa bağlanmamışlar, sarsılmaz bir temele;
kendilerini içinde yaşadıkları varlıklar
alemine bağlayacak bir temele dayanmamışlar.
ALLAH'IN EMİRLERİNE SAYGI GÖSTERENLER
Arkasından surenin akışı Allah'ın
koyduğu yasaklardan sakınmalarını onları
çiğnemekten kaçınmak suretiyle bu yasaklara önem
vermelerini, Allah'ın belirlediği şiarlara
saygı göstermelerini istiyor. Bunlar hacda kesilen
kurbanlardır. Semizleştirmek, fiyatlarını yükseltmek
suretiyle gereken değeri vermek gerekir.