O

Hac

O

   

ALLAH HAKKINDA ÇATIŞAN GRUPLARIN SONU

19- Karşımızda Allah konusunda çatışan, iki çelişik inançlı insan kesimi, iki karşıt grup var. Bunlardan biri olan kâfirler için ateşten elbiseler biçilmiştir. Başlarından aşağıya kaynar sular dökülür.

20- Bu kaynar sular karın boşluklarındaki organlarını ve derilerini eritir.

21- Ayrıca onlar için demirden kamçılar hazırlanmıştır.

22- Onlar çektikleri acının baskısı altında cehennemden her çıkmak istediklerinde "kavurucu azabı tadınız"diye paylanarak oraya geri püskürtülürler.

23- Buna karşılık Allah, iman edip iyi ameller işleyenleri, altlarından çeşitli ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Orada altın bilezikler ve inciler takınırlar. Giydikleri elbiseler ipekten olur.

Son derece sert, gürültülü, hareket dolu, ifadenin ahenginin uyanmasını sağlayacak şekilde uzanıp giden, hayallerle içiçe bir sahnedir... Bu sahne yenilenip dururken insan hayalı, hızına ayak uyduramıyor adeta.

İşte bunlar ateşten elbiselerdir. Kesilmiş biçilmiş duruyorlar. Bu da kaynar sudur. Başlardan aşağıya dökülüyor. Bu kaynar su başlardan aşağıya döküldüğünde deriyi, içindekilerle birlikte karınları yakıyor, haşlıyor. Bu da ateşte kızgın hale getirilmiş demirden bir kırbaç, su da gittikçe şiddetlenen, insan gücünü aşan azaptır.:. "Kâfirler" kavurucu sıcaktan, kaynar sudan, büyük acı veren darbelerden bunalıyorlar. Bakın işte, oldukça sert bir şekilde geri çevriliyor, azar işitiyorlar.

"Kavurucu azabı tadınız."

İnsan hayalı bu sahneleri birinci halkasından son halkasına kadar izliyor. Bu azaptan kurtulma girişimleri ile sert bir şekilde geri çevrilme halkasına gelince yeni baştan sunmaya başlıyor:

İnsan hayalı, bir başka tarafa yönelmedikçe ayetlerin sunduğu yeni bir konuya geçmedikçe bu sert ve sürekli yenilenen sahneyi izlemekten kendini alamıyor. Konunun özü şudur: İki hasım var, Rabb'leri hakkında çekişiyorlar. Rabb'lerini inkâr edenlerin korkunç akıbetlerini az önce izlemiştik. Rabb'lerine iman edenler ise, altlarında ırmaklar akan cennetlerdedirler. Giysileri de ateşten değil, ipektendir. Bunun üzerine altından ve inciden süsler asarlar. Yüce Allah onlara sözün en güzelini göstermiş, en beğenilen yola iletmiştir onları. Konuşmalarında veya yollarında bile bir zorlukla karşılaşmazlar. Buna göre güzel söze, övünülen yola iletilmek de bir nimettir. Bu yüzden nimet sahnesinde; güven, kolaylık ve başarı nimetlerinin yeraldığı sahnede sözkonusu ediliyorlar.

İşte Allah hakkında çekişen tarafların sonu. Bir grup şurda, diğeri de şurdadır. Şu halde apaçık ayetlerle yetinmeyen, bir bilgiye, bir kılavuza, aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın Allah hakkında tartışmaya girenler bu akıbetin üzerinde düşünsünler.

 

 

O

 

O