İşte Rahman'ın has kullarının
başta gelen özellikleri; onlar yeryüzünde rahat ve yumuşak
adımlar atarak yürürler. Yürürken kendilerini zorlamazlar,
yapmacık hareketlerde bulunmazlar. Ne kibirlenirler ne de böbürlenirler.
Ne burunları havada yürürler ne de kabararak veya
şişerek yürürler. Çünkü insanın
sergilediği tüm davranışları gibi yürüyüşü
de onun kişiliğinin ve içindeki duygularının
göstergesidir. Normal, kendine güvenen, kararlı ve ciddi
bir ruh, bu özelliklerini sahibinin yürüyüşüne de yansıtır.
Böylece normal, kendinden emin, ciddi ve kararlı yürür. Bu
yürüyüşte saygınlık, rahatlık, ciddiyet ve
güçlülük göze çarpar. Yoksa "yeryüzünde yumuşak
adımlar atarak yürürler" Onların ölü gibi,
boynu bükük, omuzları sarkık, sallanarak yürüdükleri
anlamına gelmez. Nitekim takva sahibi ve salih bir kişi
olduğunu göstermek isteyen bazı insanlar bu tarz bir yürüyüşü
seçerler. Oysa peygamber efendimiz -salat ve selam üzerine
olsun- yürüdüğü zaman canlı ve dik yürürdü.
İnsanlar içinde en hızlı yürüyeni, en güzel ve
en rahat yürüyeniydi. Ebu Hureyre şöyle der: Peygamber
efendimizden -salat ve selam üzerine olsun- daha güzel birini
görmedim. Sanki yüzünde güneş parlıyordu. Ondan daha
hızlı yürüyeni de görmedim. Yürürken önünde yer
bükülür gibiydi. Biz onunla yürürken çok zorlanırdık
ama o, hiç aldırmazdı." Ali b. Ebu Talip -Allah
ondan razı olsun- şöyle der: Resulullah yürürken
yukarıdan iniyormuş gibi yürürdü. Bir keresinde de
şöyle demişti: Yokuş yukarı çıkarken
bile başaşağı iniyormuş gibi yürürdü.
Bu ise, kararlı, gayretli ve cesur insanların yürüyüşüdür.
Rahman'ın bu has kulları ciddilikleri,
vakurlukları, kararlılıkları ve içlerindeki
büyük ideallerle uğraşıyor olmaları
nedeniyle ahmakların ahmaklıkları ile, kendini
bilmezlerin beyinsizlikleri ile ilgilenmezler. Akıllarım,
vakitlerini ve emeklerini beyinsizlerle, ahmaklarla
tartışmakla, onlarla kavga etmekle, dolaşmakla
uğraştırmazlar, boşuna harcamazlar. Aptallarla
beraber olmaktan, gereksiz davranışlarda bulunmaktan
uzak dururlar: "Kendini bilmezler onlara
sataştıklarında yumuşak sözlerle karşılık
verirler",Güçsüz olduklarından değil elbette,
tenezzül etmemekten, çaresizlikten değil üstünlük
duygusundan dolayı yumuşak davranırlar. Boş
şeylerden, aptalca işlerden daha önemli, daha onurlu ve
daha üstün değerlerle ilgilenen:onurlu bir insanın
vaktini ve emeğini uygun olmayan bir işte
harcamasını istemedikleri için yumuşak sözlerle
karşılık verirler.
Bu Rahman'ın has kullarının gündüz insanlarla
beraber oldukları zamanki durumları geceleri ise, takva,
Allah'ın gözetimini ve ululuğunu düşünme, onun
azabından korkma duyguları ile geçirirler: