O |
Furkan
|
O |
|
59- O gökleri, yeryüzünü ve ikisi arasındaki tüm varlıkları
altı günde yarattı, sonra Arşa kuruldu. O'nun
rahmeti boldur. Onu bir bilene sor.
Yüce Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günler
kesinlikle bizim dünyamızın günlerinden farklıdır.
Çünkü bizim günlerimiz güneş sisteminin bir
yansımasıdır, göklerin ve yerin yaratılışından
sonra meydana gelmiş uzaydaki dolaşımın
ölçüleridir. ölçüleridir. Bu günler, dünyanın güneş
karşısında kendi etrafında dönüşünün
süresine ayarlıdırlar. Yaratılış "ol"
kelimesinde
sembolleşen ilahi iradenin yönelişinden başka
birşey gerektirmez. Bu
irade gerçekleşir
gerçekleşmez, varoluş tamamlanır "Hemen
oluverir" Belki
de, sözü edilen altı gün, süresini Allah'tan başka
kimsenin bilmediği onun günleridir. Bu sure içinde
bugünkü şeklini alana kadar göklerde ve yerde ardarda çeşitli
evreler gerçekleşmiştir. Arşa kurulma ise,
üstünlük ve egemenlik anlamındadır. "Sonra"
sözcüğü zamana ilişkin bir sıralama ifade etmez.
Bu sadece dereceye, üstünlük ve egemenlik derecesine işaret
etmektedir.
Üstünlük ve egemenlikle beraber büyük ve sonsuz bir rahmet
vardır: "O'nun
rahmeti boldur" Rahmetin
yanında da herşeyden haberdar olma yeralır. "O'nù
bir bilene sor" Bu,
hiçbir şeyin saklı kalmadığı mutlak
haberdarlıktır. Allah'tan sorduğun zaman, bilen
birine sormuş olursun. Çünkü yerde ve gökte hiçbir
şey O'ndan gizlenemez.
Buna rağmen şu küstahlar, peygambere dil uzatan
şu suçlular, Rahmana kul
60- Onlara "Rahman'a secde edin" denildiğinde
"Rahman da ne oluyor?" senin secde etmemizi'
emrettiğin ilah'a secde eder miyiz hiç? derler. Bu çağrın
nefretlerini daha da arttırır.
Bu ukalalığın, küstahlığın
iğrenç bir tablosudur. Bu tablo, burada peygamber efendimize
-salat ve selam üzerine olsun- yönelik küstahlıklarına,
dil uzatmalarına bayalığını vurgulamak için
gözler önüne seriliyor. Bir kere onlar Rabb'lerine karşı
gereken saygıyı göstermiyorlar, O'nun yüce zatı
hakkında böylesine yakışıksız sözler
sarf edebiliyorlar. Şu halde bu insanların peygamber
hakkında yakışıksız sözler sarfetmeleri
mi tuhaftır? Onlar yüce Allah'ın adından nefret
ediyorlar ve "Rahman" ismini bilmediklerini iddia
ediyorlar. Küstahlıkta, edepsizlikte bir adım daha
atarak "Rahman
da ne oluyor?" diye
soruyorlar. Allah'a dil uzatmayı, onun adını küçümsemeyi,
yalancı müseyleme'yi (müseylemetu'l kezzab'l) kastederek
Yemame'dekinden başka Rahman tanımıyoruz diyecek
kadar ileri götürüyorlar.
Bu küstahlıklarına, ukalalıklarına yüce
Allah'ın ululuğunun, büyüklüğünün vurgulanması
ile karşılık veriliyor. Bu iddiaları ve
edepsizlikleri Allah'ın noksan sıfatlardan uzak
oluşundan, yüceliğinden, yarattığı
evrenin görkeminden ve bu görkemli evrende O'nu hatırlatan
olağanüstü ayetlerinden söz edilerek cevaplandırılıyor.
|
|
O |
|
O |
|