O |
Fetih
|
O |
|
22- Eğer kafirler sizinle savaşsalardı,
arkalarına dönüp kaçarlardı, sonra ne bir koruyucu ne
de bir yardımcı bulamazlardı.
23- Allah'ın öteden beri süregelen yasasıdır.
Allah'ın yasasında bir değişme bulamazsın .
Yüce Allah işte böylece müslümanların
galibiyetleri ile kafirlerin yenilgilerini, sabit,
değişmez ve evrende uygulamış olduğu
kendi yasasına bağlıyor. Bu mü'minler kendi
zaferleri ile, düşmanlarının yenilgilerinin yüce
Allah'ın şu varlık aleminde
uyguladığı yasalarından biri olduğunu
duyunca ne huzur, ne güven ve sebat duymamışlardır
içlerinden kimbilir?
Bu ilahi yasa değişmez bir kanundur, sürüp gider.
Fakat bazen belirli bir süreye kadar gecikebilir. Bu gecikmeye
mü'minlerin tuttukları yol ya da yüce Allah'ın
bildiği davranış biçimleri neden olabileceği
gibi, bazen de sebeb, mü'minlere zaferin ve kafirlere yenilginin
doğacağı ortamı hazırlamak olabilir. ki
bu ortamın bir değeri ve etkisi olsun. Ya da bu
gecikmenin nedeni ne birinci ihtimaldir ne de ikinci. Ancak yüce
Allah'ın bildiği başka bir şeydir. Fakat ne
olursa olsun yüce Allah'ın yasası asla
değişmez. Ve söz söyleyenlerin en doğru sözlüsü
yüce Allah'tır. "Ve sen Allah'ın yasasında
asla değişiklik bulamazsın."
Yüce Allah mü'minlere, müşriklerin ellerini kendi
üzerlerinden çekmek ve onları yendirdikten sonra
kendilerinin ellerini de müşriklerin üzerinden çekmek
konusundaki iyiliğini hatırlatıyor. Bununla müşriklerden
kırk kadar veya daha çok ya da daha az bir grubun
müslümanların karargahına sızma girişimleri
ve hemen yakalamaları ve Resulullah'ın kendilerini
bağışlaması olayına işaret ediyor.
24- Mekke'nin ortasında, sizi onlara galip getirdikten
sonra onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan
çeken O'dur. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.
Bu olay gerçekten olmuş bir olaydır. Bu ayetleri
dinleyenler biliyorlardı onu. Yüce Allah'ın bu
olayı müslümanlara bu üslup içinde hatırlatmasının
nedeni müslümanların meydana gelen her olay ve her
kıpırdamayı kendisinin vasıtasız yüce
idaresine bağlamaları içindir. Ayrıca yüce Allah'ın
eli, kendileri için herşeyi ayarlayan, duygu ve düşüncelerini
yönlendirdiği gibi, attıkları her adıma da yön
veren O'nun kudret elini bu tür bir algılama ile kalplerine
yerleştirmek içindir. Böylece yüce Allah, hiçbir
tereddüt göstermeden ve başka hiçbir şeye yönelmeden
bütün benliklerini kendisine teslim etmelerini ve bununla
tümünün teslimiyete girmelerini hedeflemiştir. Bu
teslimiyetlerinin de tüm duygu ve düşünceleri ile istek ve
davranışları ile herşeyin yüce Allah'ın
elinde olduğuna, hayırlı olan şeyin onun
tercih ettiği şıkta olduğuna, kendilerinin
tercih ettikleri ya da reddettikleri her konuda O'nun dilemesi ve
kaderi uyarınca yol aldıklarına ve O'nun
kendilerine ancak hayır dilediği inancı içinde
yapmalarını hedeflemiştir. Eğer onlar Allah'a
teslim olurlarsa her türlü hayır kendilerine en kolay yolda
gelir. Allah onların dışlarını ve içlerini
görmektedir. Yüce Allah onlar için yaptığı
tercihi ilim ve basiretle yapar. Onları katiyyen zarar
ettirmeyecektir ve hak ettikleri hiçbir şeyi
kaybettirmeyecektir. "Allah
yaptıklarınızı görendir." (Ahzab Suresi,
9)
Sonra yüce Allah müslümanlara düşmanlarından söz
etmekte ve kendi ölçüsüne göre onların kimler
olduğunu belirterek onların yaptıklarını
ve müminleri Mescid-i Haram'ından
alıkoymalarını nasıl
değerlendirdiğini ve müslümanların haddi
aşan düşmanlarının aksine, kendilerine
nasıl baktığını belirtmektedir.
|
|
O |
|
O |
|