21- Hayır, yer çarpılıp
paralandığı zaman,
22- Melekler sıra
sıra dizilip, Rabbinin buyruğu gelince,
23- Ki cehennem de o gün
getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık
anlamanın kendisine ne faydası var?
24- O zaman insan, `Ah
keşke ben bu hayatım için önceden iyi işler
yapıp gönderseydim" der.
25- O gün O'nun yapacağı
azabı kimse yapamaz.
26- O'nun
vuracağı bağı hiç kimse vuramaz.
Yeryüzünün bir uçtan
bir uca dümdüz edilmesi, dağlarının
kırılarak her yanının aynı seviyeye
getirilmesi, kıyamet günü kainatta olacak değişikliklerden
birisidir. Meleklerin sıra sıra dizilip Rabbinin gelmesi
ise bizim bilgi sınırlarımızın ötesinde
bir olgudur. Bizler bu dünyada olduğumuz sürece
içyüzünü asla kavrayamayız.
Ancak ifadenin gerisinden
azamet ve korkuyu hissediyoruz. Cehennemin getirilmesi de böyledir.
Onu da bu dünyada olduğumuz sürece kavrayamayız. Biz
bu ifadeden, cehennemin orada azap göreceklere, onların da
cehenneme yaklaştırılmalarını
anlıyoruz ki bu da bize yeter. Cehennemin getirilmesinin içyüzü
ve bunun nasıl olacağı ise yüce Allah'ın
belirli günü için saklamış olduğu
bilinmezlerdendir.
Ancak şu
kadarını söylemek mümkündür ki, bu ayetlerin
gerisinden, bölümleri keskin etkisi güçlü namelerinin ardından
bir tablo ortaya çıkıyor. Bu öyle bir tablodur ki,
kalpler karşısında korkudan tir tir titrer, gözler
korkudan donakalır. Yeryüzü bir uçtan bir uca dümdüz
edilmiştir. Yüceliğine sınır olmayan ulu
Allah tecelli edip görünür. Hesaba çekmeyi ve gerekli hükmü
vermeyi artık kendi üzerine almıştır.
Melekler saf saf dizilmişlerdir. Sonra cehennem getirilir. O
da hazır olarak durur.
"İşte o gün
insan anlar." O
gün, rızkın daraltılıp
bollaştırılmak sureti ile yapılan
imtihanın hikmetine ve nedenine dikkat etmeyen, mirası
hak gözetmeden yiyen, malı aşırı bir düşkünlükle
seven, yetime iyilikte bulunmayan, yoksulu doyurmaya kimseyi teşvik
etmeyen, bunun yerine azgınlık eden, bozgunculuk çıkaran
ve doğru yoldan geri dönen insan o gün gerçekleri anlar.
Evet o gün anlar. Gerçeği anlar da gördüklerinden ders Alır.
Ama ne yazık ki iş İşten geçmiştir. "Artık
anlamanın kendisine ne faydası var?" Artık
öğüt alma zamanı geçmiştir. Öğüt alma
burada ceza ve mükafat yurdunda artık hiçbir kimseye yarar
sağlamayacaktır. Sadece dünya hayatında, amel
yurdunda, fırsatların elden kaçırılmasına
yanmaktan başka birşey gelmez şimdi elden...
İnsan bu gerçekle
yüzyüze gelince, "Ah, keşke ben bu hayatım için
önceden iyi işler yapıp gönderseydim" der. Keşke
buradaki hayatım için vaktiyle dünyada iyi işler
yapsaydım. Hayat adını almaya layık olan gerçek
hayat budur İşte. Hazırlık yapmaya, önden iyi
ameller göndermeye ve kendisi için iyi ameller saklamaya layık
olan hayat budur. Keşke... İçinden açıktan açığa
iç yangını fışkıran bir istektir bu.
Zaten ahirette insanın elinden gelen tek şey de budur.
Sonra yüce Allah, bu acı
gönül yanıklığından ve boş
temennilerden sonra başlarına gelecek kötü akıbeti
anlatıyor:
"O gün O'nun yapacağı
azabı kimse yapamaz. O'nun vuracağı bağı
hiçbir kimse vuramaz."
Çünkü O, yüceliğine
sınır olmayan, ulu Allah'tır. O gün hiçbir
kimsenin veremeyeceği benzersiz azabı ile azab edecek
olan ve hiçbir kimsenin bağlayamayacağı eşsiz
bağı ile bağlayacak olan ulu Allah'tır O.
Allah'ın azabını ve bağını
Kur'an-ı Kerim başka birçok yerlerde, tüm Kur'an'ın
içine dağılmış çeşit çeşit
sayısız kıyamet sahneleri içinde açıklar.
Burada ise yüce Allah kendi azabını ve
bağını kısaca anlatmaktadır. Çünkü
bunları eşsiz olmakla ve insanların ya da tüm
yaratıkların azaplarına ve bağlarına
benzersiz olmakla nitelemektedir. Yüce Allah'ın azabı
ve bağlaması, surede daha önce geçen ve Ad, Semud ve
Firavun da simgelenen azgınların
azgınlığına ve insanlara azab etmeyi ve
onları zincirlere ve kelepçelere vurmayı da içeren
yeryüzünde bozgunculuğu çoğaltmalarına
karşılık olarak verilmektedir. İşte senin
Rabbin de ey Peygamber ve ey mü'minler insanlara azap edenler ve
onları bağa vuranları böyle azaplandıracak ve
bağa vuracaktır. Ama Rabbinin azabı ile
onların azabı O'nun bağı ile onların
bağı ne kadar da farklıdır! Bu konuda
yaratıkların ellerinden gelen çok basit, yaratma ve
emir sahibi olan yüce Allah'ın yaptıkları ise çok
büyüktür. Öyle ise azgınları insanlara diledikleri
gibi işkence yapıp bağ vursunlar. Onlar da birgün
gelip bağlanacaklar ve azap görecekler. Hem de tahminlerin
ve tasavvurların üstünde bir azap ve bağ ile...
Bu korkunç dehşetin,
bu her türlü tasavvuru aşan bağ ve azab ortamında
yücelerin yücesinden mü'min olan ruhlara sesleniliyor.