Hz. Yahya'nın -selâm üzerine olsun- doğumu hikâyesi,
Meryem ve Al-i İmran surelerinde ayrıntılı
olarak yeralmıştı. Burada ise bu hikâye, surenin
genel akışı ile ahenk oluşturacak şekilde
sunuluyor. Hikâye Hz. Zekeriyya'nın duası ile
başlıyor.
"Ya Rabb'i beni tek, evlatsız bırakma."
Arkasından hemen mabede geçiyor. Hz. Zekeriyya
İsrailoğulları arasında Hz. İsa'nın
doğumundan önce ibadet için ayrılan mabedin
işleri ile uğraşırdı. Hz. Zekeriyya
inancın ve malın gerçek varisinin yüce Allah olduğunu
unutmuş değildir.
"Gerçi en hayırlı mirasçı sensin."
O sadece kendisinden sonra ailesinin dinini ve
malının idaresini en güzel şekilde üstlenecek
soyundan birini istiyordu. Çünkü yaratıklar yeryüzünde
ilahi güce perde niteliğindedirler.
Hz. Zekeriyya'nın duasına doğrudan doğruya
ve çabucak karşılık veriliyor:
"Biz de duasını kabul ederek kendisine
Yahya'yı armağan etmiş, eşini geçimli ve doğurgan
yapmıştık."
Çünkü karısı kısırdı, doğum
yapacak durumda değildi. Surenin akışı bütün
bu ayrıntıları özetliyor ve en kısa yoldan yüce
Allah'ın duaya verdiği
karşılığı sunuyor:
"Bütün bu peygamberler iyi işler yapmaya
koşarl
Ne büyüklük taslarlardı, ne de zorbalık
yaparlardı.
Zekeriyya da, eşinde ve Yahya da bulunan bu olumlu
niteliklerden dolayı, ebeveyn, iyi bir oğulla
ödüllendirilmeyi hakediyor. Bu mübarek aile yüce Allah'ın
rahmetine kavuşuyor.