Ateş de İbrahim'e karşı serin ve
zararsız oldu...
Nasıl?..
Niye sadece bunu soruyoruz ki?.. Çünkü bütün varlıklar
bu "ol" kelimesi ile varolmuşlar, alemler onunla
meydana gelmişler, evrene egemen olan yasalar onunla
yaratılmışlar.
"O'nun, bir şeyin olmasını istedi mi, ona
sadece `ol' demektir, hemen oluverir." (Yasin Suresi, 82)
Bu yüzden, "Ateşin canlı bedenleri
yaktığı her zaman görülen ve bilinen bir
şeydir, peki nasıl oluyor da ateş İbrahim'i
yakmaz?" diye sormuyoruz. Çünkü ateşe "yak"
diyen bu sefer "serin ve zararsız ol" demiştir.
Bu kelime söylenir söylenmez, kastettiği anlam ne olursa
olsun hemen gerçekleşir, insanların bu anlamı
bilip bilmemeleri, alışık olup olmamaları
durumu değiştirmez.
Yüce Allah'ın yaptıklarını insanların
yaptıkları ile karşılaştıranlar,
"Bu nasıl olur", "Şu nasıl olabilir?"
gibi sorular sorarlar. Ama her iki tabiatın
farklılığını, her iki tabiatın
başvurduğu araçların
başkalığını bilenler, kesinlikle böyle
sorular sormazlar, gerek bilimsel gerek bilimsel olmayan
gerekçeler uydurmaya çalışmazlar. Mesele kesinlikle bu
alanla ilgili değildir. İnsanların
kullandıkları ölçülere ve kriterlere göre yüce
Allah'ın yaptıklarını analiz etme, yorumlama
ile ilgili değildir. Bu mucizeleri yüce Allah'ın
sınırsız gücüne bırakmanın
dışında bu mucizeleri yorumlamak amacı ile
başvurulan bütün düşünce sistemleri temelden bozuk
sistemlerdir. Çünkü yüce Allah'ın yaptıkları
insanların kriterlerine, az ve sınırlı
bilgilerine uymaz.
Bize düşen bunun olduğuna inanmaktır. Çünkü
bunu yapanın böyle bir şeyi yapmaya gücü yeter. Ama,
ne yaptı da ateş serin ve zararsız oldu? Aynı
şekilde İbrahim'e ne yaptı ki ateş onu
yakmadı?.. İşte Kur'an ayeti buna bir açıklık
getirmiyor. Çünkü sınırlı insan aklı ile
bunu kavramak mümkün değildir.
Elimizde de Kur'an ayetinden başka kanıt yoktur.
Ateşin İbrahim'e karşı serin ve
zararsız olması, her gün değişik
şekillerde yaşanan benzeri olaylara bir örnektir sadece.
Ama bu geçici ve belirgin örnekte olduğu gibi,
insanların duyguları bu olaylar
karşısında o kadar sarsılmıyorlar.
Fertleri ve toplumları zaman zaman kuşatan
sıkıntılı anlar olur, krizler olur. Her
şey altüst olur, darmadağın olur, böyle anlarda.
Ama çok kısa bir anda, ansızın büyük değişiklikler
olur. Ölecekken dirilir, uyuşacakken canlanır. Az önce
her tarafı kaplayan bir kötülükten şimdi iyiliğe
dönüşmüştür.
"Ey ateş, İbrahim'e karşı
yakıcılığını yitir, ona zarar verme"
mucizesi kişilerin toplumların ve milletlerin
hayatlarında, düşüncelerin inançların ve davet
hareketlerinin hayatlarında sık sık gerçekleşmektedir.
Bütün söylenenleri geçersiz kılan, tüm planları altüst
eden bu kelimenin bir sembolünden başka bir şey
değildir. Çünkü bu yüce bir yerden gelen ve geri
çevrilmesi mümkün olmayan bir kelimedir.