42- De ki; "Gece-gündüz sizi `Rahman' olan Allah'ın
azabından kim koruyabilir?" Fakat onlar Rabb'lerini
hatırlamaya yanaşmıyorlar.
43- Yoksa onların, kendilerini koruyacak bizim
dışımızda başka ilahları mı var?
O sözde ilahlar kendilerine bile yardım edecek güçte olmadıkları
gibi bizden de destek göremezler.
Gece gündüz herkesi koruyan Allah'dır. En büyük rahmet
onun sıfatıdır. O'nun dışında bir gözetici,
bir koruyucu yoktur. Sor onlara: O'nun dışında bir
koruyucuları var mı?..
Bu soru olumsuzluk içermektedir. Allah'ın kitabından,
onun mesajından habersiz oluşlarını
kınama amaçlı bir sorudur. Oysa gece-gündüz onları
koruyan Allah'dır. O'nun dışında bir gözeticileri
yoktur.
"Fakat onlar Rabb'lerini hatırlamaya
yanaşmıyorlar."
Bu sefer soru onlara déğişik bir üslupla
yöneltilmektedir:
"Yoksa onların, kendilerini koruyacak bizim
dışımızda başka ilahları mı var?"
Şu halde onları koruyan gözeten bu tanrılar
mıdır? Kesinlikle hayır. Çünkü bu düzmece tanrılar
"Kendilerine bile yardım edecek güçte değildirler."
Onlar şu halde başkasına hiç yardım
edemezler.
"Bizden de destek göremezler."
Dolayısıyla ilahi gücün dostluğundan güç
kazanamazlar. Nitekim Harun ve Musa peygamberler -selâm
üzerlerine olsun- güçlerini oradan almışlardı. Yüce
Allah onlara şöyle seslenmişti.
"Ben sizinle beraberim, hem duyarım hem görürüm."
(Taha Suresi, 46)
Bu düzmece tanrılar kendilerinden kaynaklanan bir güçten
yoksundurlar. Ondan güç almalarını sağlayan
Allah'la bir bağları yoktur. Şu halde bu düzmece
tanrılar zavallının zavallısıdırlar.
Müşriklerin inançlarının saçmalığını,
mantık ve kanıttan yoksunluğunu ortaya koyan bu
alaylı tartışmanın ardından ayetlerin
akışı tartışmaların
kaynağını ifade ediyor. İnatçılıklarının
nedenini ortaya koyuyor. Sonra kalpleri titreten bir uyarı
ile vicdanlarına dokunuyor. Bu uyarı, kudret elinin
faaliyetlerini düşünmeye yöneltiyor onları. Kudret
elinin yeryüzünde galip gelenlerin ayaklarının
altındaki toprağı dürdüğünü, yavaş
yavaş onları dar bir alana
sıkıştırdığını,
ufacık bir parçada yalnızlığa ittiğini,
geniş toprak parçalarına,
caydırıcılığa ve egemenliğe sahipken,
onları köşelerine çekilmeye zorladığını
vurgulamaktadır.