Yüce Allah'ın oğul edindiğine ilişkin
iddia değişik cahiliye toplumlarında
değişik şekillerde ortaya çıkmıştır.
Arap müşriklerinin, meleklerin Allah'ın çocukları
olduklarına inandıkları bilinmektedir. Yahudi müşrikler
de Üzeyir'in Allah'ın oğlu olduğunu söylemekteydiler.
Bu inanç hristiyanlar arasında da İsa peygamberin
Allah'ın oğlu olduğu iddiası şeklinde
ortaya çıkmıştır. Hepsi de değişik
çağlarda, değişik şekillerde ortaya çıkmış
cahiliye sapıklıklarıdır.
Burada kastedilenin, Arap müşriklerinin meleklerin
Allah'ın çocukları olduklarına ilişkin
iddiaları olduğu anlaşılmaktadır. Bu
iddiaya, meleklerin özellikleri açıklanarak cevap veriliyor.
Buna göre müşriklerin iddia ettikleri gibi, melekler
Allah'ın kızları değildirler. "Tersine
melekler Allah katında onurlu kullardırlar." O'na
karşı takındıkları edep tavrı, O'na
ibadet etmeleri, O'nun heybetinden korkmaları gereği
O'na herhangi bir şey önermezler. Allah'ın
buyruklarını anında yerine getirirler ve
tartışma çıkarmazlar. Allah'ın bilgisi
onları kuşatmıştır. Yüce Allah'ın,
hakkında aracılık edilmesini istediği kimseler
için, onlardan aracılık yapmasını
istediklerinin dışında aracılık yapmaya
kalkışamazlar. Onlar tabiatları gereği
Allah'dan korkarlar, onun heybetinden ürperirler. Allah'a yakın
olmalarına, istisnasız ve belirlenen özelliklerinden
sapmaksızın tertemiz ve itaatkâr olmalarına
rağmen. Onlar kesinlikle ilahlık iddiasına
kalkışmazlar. Söz gelişi böyle bir iddiaya kalkışacak
olurlarsa, böyle bir iddiaya kalkışan herhangi bir
yaratık gibi cezalandırılırlar, cehenneme
atılırlar. Bütün gerçeklere, tüm fertlere ve varlık
aleminde yeralan her şeye haksızlık ederek böylesine
zalimce bir iddiaya kalkışanın cezası budur.
Böylece müşriklerin bu iddiası, bu haliyle çürük,
yakışıksız ve hiç kimsenin ileri süremeyeceği
imkânsız bir iddia olarak beliriyor. Ama biri böyle bir
iddiada bulunacak olursa, bunun can yakıcı
azabını da tadacaktır.
Böylece Allah'a itaat eden, O'nun korkusu ile ürperen
meleklerin sahnesi ile vicdanlar uyarılıyor. Halbuki müşrikler
bu konuda ileri geri konuşuyor, asılsız iddialar
ileri sürüyorlar.
Gözlemlenen evrende tek bir ilahın
varlığını gösteren kanıtların,
ayrıca birden fazla ilahın varlığını
çürüten geçmiş kitaplardan aktarılan
kanıtların, bunun yanında insanın
vicdanını uyaran psikolojik kanıtların
sunulduğu bu aşama ile surenin akışı,
insan kalbini evrenin uçsuz bucaksız alanlarında
dolaştırmaya başlıyor. Kudret elinin bu evreni,
bir hikmete göre yönlendirdiğini gösteriyor. Buna rağmen
müşrikler, bakışların ve kalplerin
istifadelerine sunulan evrensel mucizelerden yüz çeviriyorlar.