Kur'an mucizesi bütün kuşaklara hitap eden bir mucizedir.
Yalnızca bir kuşağa hitap eden, sonra da
işlevi biten ve sadece bu kuşak içinde şahit
olanları etkileyen maddi mucizeler gibi değildir.
Araplar bu Kur'anın içerdiği mesajı, yeryüzünün
doğusuna, batısına taşıdıkları
sıralarda, insanlar arasında bir üstünlükleri vardı,
her yerde onlardan söz edilirdi. Bu Kur'an inmeden önce insanlar
arasında sözü edilen bir millet değildiler.
İnsanlara sunabilecekleri, öğretebilecekleri onunla ün
salacakları bir üstünlükleri de yoktu. Bu Kur'ana sarıldıkları,
onun öngördüğü hayatı yaşadıklar: sürece
insanlar hep onlardan söz ettiler, bu Kur'an sayesinde asırlar
boyu insanlığa önderlik yaptılar. Bu hitap
sayesinde hem kendileri, hem de insanlık mutlu bir hayat
yaşadı. Bu kitaptan onun öngördüğü hayattan
vazgeçtikleri zaman insanlık da onları terketti.
Artık onlardan söz edilmez oldu. İnsanlık
kafilesinin peşine takılıp, başkaları
tarafından sürüklenen sıradan bir millete döndüler.
Oysa daha önce kendileri insanlığı peşlerinde
sürüklüyor, güven içinde yaşıyorlardı!
Araplar bunun dışında insanlığa
sunacakları bir zenginliğe sahip değiller
İnsanlığa sunabilecekleri bunun
dışında bir ideolojileri de yok. Eğer
insanlığa bu kitabı sunacak olurlarsa, insanlar
katında saygın bir konuma gelirler, onur sayesinde
tanınır, her tarafta kendilerinden söz edilir, onunla
yücelirler. Çünkü insanlar onlar katında, bu kitapta
yararlanacakları şeyler bulurlar. Ama yalnızca bir
Arap ırkı olarak, insanlığın
karşısına çıkacak olurlarsa, ne olacak? Nedir
değerleri?.. Bu kitap olmadan bu milletin ne gibi bir
değeri olabilir ki?.. Çünkü insanlık onları
kitapları ile, inanç sistemleri ile, bu kitap ve bu inanç
sistemin den kaynaklanan hayat biçimleri ile tanıyor.
Onları sırf Arap oldukları için tanımıyor.
Arap ırkının insanlık tarihinde bir
değeri yok. Çünkü uygarlık birikiminde bir
katkıları yoktur, bir anlam ifade etmez Araplar.
Bunlar Kur'an-ı Kerim'in, her yeni gelen ayetlerini
eğlenerek, yüz çevirerek, gafil davranarak, yalanlayarak
karşılayan müşriklere seslenirken işaret
ettiği gerçeklerdir.
"Andolsun ki, size namınızı yücelten, öğütler
içeren bir kitap indirdik. Buna aklınız ermiyor mu?"
Yüce Allah'ın onlara bu Kur'anı indirmesi, buna
karşın istedikleri türden maddi bir mucize
göstermemesi, onlara yönelik rahmetinin belirtisidir. Çünkü
yüce Allah, gösterilen mucizeleri yalanlayan, bu yüzden
kökleri kurutulan beldeler gibi, her zaman yürürlükte olan
yasası uyarınca onları bir musibetle
cezalandırmıyor. İşte bu noktada, her
tarafı kasıp kavuran felaketin, kökten yok edilmenin
canlı bir sahnesi sunuluyor: