Peygamberimize (Allah'ın selâmı üzerine olsun)
yönelik bu hitap, hem ona hem de onun ötesinde müminlere,
gönüllerini güven duygusuyla dolduran bir güvence vermektedir.
Kavmi yalanlasa da yalanlamasa da, ısrar etse de, gerçeğe
sıkı sıkıya bağlanmalarını
sağlamaktadır. Bu işte onların bir hükmü
geçmez. Bu konuda gerçek sözü ancak yüce Allah söyleyebilir.
Ve O, bunun gerçek olduğunu bildiriyor. O halde, kavmin
yalanlamasının hiçbir değeri, hiçbir ölçüsü
söz konusu değildir.
Ardından yüce Allah, peygamberine kavminden uzaklaşmasını,
onlardan el çekmesini, bu ayrılığı onlara
bildirmesini ve onlara hiçbir şey
yapamayacağını bildirmesini emretmektedir.
Onların üzerine bekçi olarak dikilmediğini,
tebliğ ettikten sonra üzerlerine vekil olmadığını,
ayrıca kalplerinin doğru yolu bulmasından sorumlu
olmadığını belirtmesini emretmektedir.
Kuşkusuz bunlar peygamberin yapabileceği şeyler
değildir. Yanındaki gerçeği duyurduktan sonra
aralarındaki sorun bitmiştir. Onlarla kaçınılmaz
sonlarını baş başa bırakır. Çünkü
her haberin gelip dayanacağı belli bir süresi vardır.
O zaman gelince, ne olacağını anlarlar.