Allah'ın azabı ne şekilde ve ne durumda gelirse
gelsin, azap, ister onlar gafilken ve beklemedikleri bir
sırada ansızın gelsin, ister feryad ettikleri ve
hazırlıklı oldukları bir sırada açıktan
açığa gelsin zalimler güruhu -yani Kur'an'ın
genel ifadesiyle müşrikler- yok olacaklardır. Azap
başkasına değil, sadece onlara
ulaşacaktır. İster ansızın gelsin, ister
açıktan açığa gelsin bu azabı kendilerinden
uzaklaştıramazlar. Çünkü onlar karşı
koysalar bile azabı uzaklaştıracak güce sahip değildirler.
Allah'a ortak koşup yöneldikleri hiç kimse de bu azabı
savacak durumda değildir. Hepsi de Allah'ın zayıf
kullarıdır.
İMAN EDENLER VE YALANLAYANLAR
Ayetlerin akışı olması beklenen bu olguyu
sakınmalarına meydana gelmeden önce sebeplerinden
korunmaları için sunmaktadır. Yüce Allah'ın
beklenen bu olguyu insan bünyesine hitap eden bu sahnede sunması,
insana sorunu olduğu gibi öğretmekte, bunun da
ötesinde kalpleri titreten gerçeği göstermektedir.
Ayet dalgaları şu peş peşe gelen sahneleri,
çeşitli ilhamları bahşeden değerlendirmeleri
ve ruhların derinliklerini uyarıp taşıyan
melodiyi sunmakla ulaşabilecekleri en son noktaya
ulaşınca, kan soydaşlarının kendilerinden
olağan-üstü şeyler istedikleri peygamberlerin görevlerini
açıklamakla son buluyor. Peygamberler sadece tebliğ
ederler, müjdeler ve korkuturlar. Bundan sonra insanların
konumları, peygamberlere karşı
takındıkları ve ahirette
karşılığını görecekleri tavır
uyarınca belirlenecektir.