O

En´am

O

   

140- "Hiçbir bilgiye dayanmaksızın, aptalca evlatlarını öldürenler ve Allah'a iftira atarak O'nun verdiği rızıkları kendilerine yasaklayanlar, gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar kesinlikle sapıtmışlardır, doğru yola gelecekleri yoktur. "

Kesin bir hüsrana uğramışlar. Hem dünyada, hem de ahirette zarar etmişlerdir. Kişilikleri ve çocukları açısından büyük hasar görmüşlerdir. Akıllarını ve ruhlarını heder etmişlerdir. Ondan başkasına kul olmaktan kurtarmakla yüce Allah'ın kendilerine verdiği üstünlüğü, kulların hakimiyetine teslim olmak suretiyle kulların Rabblığına kendilerini teslim ettikleri zaman kaybetmişlerdir. Bütün bunlardan önce inancı kaybetmekle doğru yolu kaçırmışlardır. Büyük bir zarara uğramışlar, artık doğru yolu bulmalarına imkân kalmayacak şekilde sapıtmışlardır:

"Onlar kesinlikle sapıtmışlardır, doğru yola gelecekleri yoktur."

Bundan sonra ayetlerin akışı müşrikleri yan çizdikleri ilk gerçeğe "Onlar Allah'a O'nun yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan sınırlı bir pay ayırdılar" ayetiyle konunun başında işaret edilen gerçeğe döndürmektedir. Hakkında bu tür uygulamalarda bulundukları, bu konuda onları yaratmadıkları, varetmedikleri halde insanlardan ve cinlerden şeytanlara başvurdukları ekin ve hayvanlar asıl kaynağına döndürmektedir. İnsanlara bir geçim kaynağı, bir nimet olması için ekinleri ve hayvanları yaratan yüce Allah'dır. Tüm bunları O'na şükretsinler ve O'na kullukta bulunsunlar diye yaratmıştır.

Aslında yüce Allah'ın onların şükrüne ve ibadetlerine ihtiyacı yoktur. O, hiçbir şeye muhtaç olmayan rahmet sahibidir. Bu, dinleri ve dünyaları bakımından durumlarının düzelmesi amacına yöneliktir. O halde onlara ne oluyor da, Allah'ın yarattığı ekin ve hayvanlar konusunda hiçbir şey yaratamayanların hükmüne başvuruyorlar? Allah için bir pay ve sahte tanrılar için de bir pay ayırmaları, üstelik bununla da yetinmeyip, bu işte çıkarları olan şeytanların saptırmasıyla Allah için ayırdıkları pay üzerinde oyun oynamaları da neyin nesi?

Kuşkusuz yaratan ve yarattığı canlıların rızkını veren, onların sahibi ve Rabbıdır da. O'nun hükmünde somutlaşan izni olmaksızın O'nun malının üzerinde tasarrufta bulunmak doğru değildir. O'nun hükmü de, peygamberinin -salât ve selâm üzerine olsun- O'nun katından getirdiği mesajda somutlaşmaktadır, yoksa O'nun otoritesini ele geçiren sahte rablerin "Bu Allah'ın şeriatıdır" diye ileri sürdükleri şeyde değil.

 

 

O

 

O