O

En´am

O

   

126- "Bu, Rabbinin doğru yoludur. Biz öğüt almaya açık kimselere ayetlerimizi ayrıntılı biçimde anlattık. "

127- "Onlar için, Rabbleri katında, esenlik yurdu vardır. İşledikleri iyi amellerden ötürü O, onların dostudur. " '

İşte yol budur. Rabbinin yolu... Sağlamlığıyla, insana güvence veren, insanı duygulandıran, sonucu bakımından bir muştu niteliği taşıyan bu bağlantı ile... O'nun, doğru yola ve sapıklığa ilişkin yolu işte budur. Budur O'nun helal ve haramla ilgili yasası... Her ikisi de Allah'ın ölçüsünde eşittirler. Bu durum, O'nun Kur'an'ında birbirlerine yakın ifadelerle dile getirilmektedir.

Kuşkusuz yüce Allah ayetlerini ayrıntılı biçimde açıklamış, duyurmuştur. Ancak hatırlayanlar, unutmayanlar, bunlardan habersiz olmayanlar bu duyurudan ve bu açıklamadan yararlanan kimselerdir. Çünkü mümin kalp hatırla= yan ve asla unutmayan bir kalptir. Açık, geniş ve rahat bir kalptir. Alan, aldığına karşılık veren diri bir kalptir.

Öğüt alanlar için, Rabbleri katında esenlik yurdu vardır. Huzur ve güven yurdu. Bu, Rabbleri katında hazırlanmış ve kaybolması mümkün olmayan bir mükafattır. Onların dostu, yardımcısı, gözeticisi ve koruyucusu O'dur. Tüm bunlar yaptıklarından dolayıdır. Bu, imtihanda başarılı olmanın karşılığıdır.

Bir kere daha kendimizi bu inancın temel gerçeklerinden önemli bir gerçekle karşı karşıya buluyoruz. Allah'ın doğru yolu hakimiyet ve şeriat olarak somutlaşmaktadır. Bunların da ötesinde iman ve akide olarak. Bu, yüce Allah'ın belirlediği şekliyle bu dinin temel özelliğidir.

Okuyacağımız bölüm bütünüyle geçen dersten ayrı değerlendirilemez. Onun devamı sayılır. Bu da geçen ders gibi peş peşe gelen ardışık ve aynı türden mesajları kapsamaktadır. Bu bölüm bir açıdan -Allah'ın yoluna uyanların sonları açıkladıktan sonra- insanlardan ve cinlerden şeytanların sonlarını tekrar açıklamaktadır. Bir açıdan da surenin bu yerinde ele alınan hakimiyet ve şeriat sorunu münasebetiyle söz konusu edilen iman ve küfür sorununu tekrar ele almaktadır. Ayrıca bu sorunu, İslâm inancında yer alan diğer temel gerçeklere bağlamaktadır. Bunlar arasında, -uyarı ve müjdelemeden sonra- dünyada kazanılanlara karşılık verilmesi, dostlarıyla birlikte şeytanları ortadan kaldırıp yerlerine başkalarını getirme gücüne sahip Allah'ın otoritesi ve Allah'ın azabı karşısında bütün insanların zayıflığı gerçeği yer almaktadır. Bütün bunlar inanca ilişkin gerçeklerdir. Daha önce kesilmiş hayvanların helal veya haram oluşu söz konusu edilirken hatırlatılmışlardı. Sonraki halkada meyve, hayvan ve çocuklardan adaklara, bu konulardaki cahiliye gelenek ve düşüncelerine ilişkin açıklamalar yer almıştı. Bütün bu sorunlara ilişkin açıklamalar birbiri ile bütünleştirilmekte, dinin belirlediği doğal konumuna yerleştirilmektedir. Bunun nedeni, tüm bunların aynı düzeyde inançla ilgili sorunlar olmalarıdır. Yüce kitabında belirlediği şekliyle Allah'ın ölçüsünde bunlar arasında bir fark gözetilmez.

Geçen parçada, yüce Allah'ın göğüslerini İslâm'a açtığı, dolayısıyla kalpleri uyanık kalan ve gerçeklerden habersiz olmayan, böylece esenlik yurduna doğru yol alan ve sonuçta Allah'ın dostluğuna ve koruyuculuğuna kavuşanlara ilişkin uzun bir açıklama yer almıştı. Şimdi de "Kıyamet sahnelerinin" sunulmasında genelde Kur'an'ın başvurduğu yöntem gereği sahnede karşıt bir tablo gözler önüne seriliyor. Aldatmak, kandırmak ve yoldan çıkarmak için kimisi kimisine yaldızlı sözler fısıldayarak hayatlarını geçiren, tüm peygamberlere düşmanlıkla birbirleriyle dayanışma içinde bulunan ve Allah'ın kendileri için koyduğu helal ve haram noktasında müminlerle tartışmak için bazısı bazısına ilham veren insanlardan ve cinlerden şeytanlar sunuluyor. Bunları, son derece hareketli, canlı, karşılıklı konuşma, itiraf, azarlama, hüküm ve değerlendirme kapsayan ve Kur'an'da yer alan kıyamet sahnelerinin içerdiği canlılık fışkıran bir sahnede canlandırıyor.

 

 

O

 

O