İşte yol budur. Rabbinin yolu...
Sağlamlığıyla, insana güvence veren, insanı
duygulandıran, sonucu bakımından bir muştu
niteliği taşıyan bu bağlantı ile... O'nun,
doğru yola ve sapıklığa ilişkin yolu
işte budur. Budur O'nun helal ve haramla ilgili yasası...
Her ikisi de Allah'ın ölçüsünde eşittirler. Bu durum,
O'nun Kur'an'ında birbirlerine yakın ifadelerle dile
getirilmektedir.
Kuşkusuz yüce Allah ayetlerini ayrıntılı
biçimde açıklamış, duyurmuştur. Ancak
hatırlayanlar, unutmayanlar, bunlardan habersiz olmayanlar bu
duyurudan ve bu açıklamadan yararlanan kimselerdir. Çünkü
mümin kalp hatırla= yan ve asla unutmayan bir kalptir. Açık,
geniş ve rahat bir kalptir. Alan, aldığına
karşılık veren diri bir kalptir.
Öğüt alanlar için, Rabbleri katında esenlik yurdu
vardır. Huzur ve güven yurdu. Bu, Rabbleri katında
hazırlanmış ve kaybolması mümkün olmayan bir
mükafattır. Onların dostu, yardımcısı, gözeticisi
ve koruyucusu O'dur. Tüm bunlar yaptıklarından
dolayıdır. Bu, imtihanda başarılı
olmanın karşılığıdır.
Bir kere daha kendimizi bu inancın temel gerçeklerinden
önemli bir gerçekle karşı karşıya buluyoruz.
Allah'ın doğru yolu hakimiyet ve şeriat olarak
somutlaşmaktadır. Bunların da ötesinde iman ve
akide olarak. Bu, yüce Allah'ın belirlediği
şekliyle bu dinin temel özelliğidir.
Okuyacağımız bölüm bütünüyle geçen dersten
ayrı değerlendirilemez. Onun devamı
sayılır. Bu da geçen ders gibi peş peşe gelen
ardışık ve aynı türden mesajları
kapsamaktadır. Bu bölüm bir açıdan -Allah'ın
yoluna uyanların sonları açıkladıktan sonra-
insanlardan ve cinlerden şeytanların sonlarını
tekrar açıklamaktadır. Bir açıdan da surenin bu
yerinde ele alınan hakimiyet ve şeriat sorunu münasebetiyle
söz konusu edilen iman ve küfür sorununu tekrar ele almaktadır.
Ayrıca bu sorunu, İslâm inancında yer alan
diğer temel gerçeklere bağlamaktadır. Bunlar
arasında, -uyarı ve müjdelemeden sonra- dünyada kazanılanlara
karşılık verilmesi, dostlarıyla birlikte
şeytanları ortadan kaldırıp yerlerine
başkalarını getirme gücüne sahip Allah'ın
otoritesi ve Allah'ın azabı karşısında bütün
insanların zayıflığı gerçeği yer
almaktadır. Bütün bunlar inanca ilişkin gerçeklerdir.
Daha önce kesilmiş hayvanların helal veya haram
oluşu söz konusu edilirken hatırlatılmışlardı.
Sonraki halkada meyve, hayvan ve çocuklardan adaklara, bu
konulardaki cahiliye gelenek ve düşüncelerine ilişkin
açıklamalar yer almıştı. Bütün bu sorunlara
ilişkin açıklamalar birbiri ile bütünleştirilmekte,
dinin belirlediği doğal konumuna
yerleştirilmektedir. Bunun nedeni, tüm bunların
aynı düzeyde inançla ilgili sorunlar olmalarıdır.
Yüce kitabında belirlediği şekliyle Allah'ın
ölçüsünde bunlar arasında bir fark gözetilmez.
Geçen parçada, yüce Allah'ın göğüslerini
İslâm'a açtığı, dolayısıyla
kalpleri uyanık kalan ve gerçeklerden habersiz olmayan,
böylece esenlik yurduna doğru yol alan ve sonuçta Allah'ın
dostluğuna ve koruyuculuğuna kavuşanlara
ilişkin uzun bir açıklama yer almıştı.
Şimdi de "Kıyamet sahnelerinin"
sunulmasında genelde Kur'an'ın başvurduğu yöntem
gereği sahnede karşıt bir tablo gözler önüne
seriliyor. Aldatmak, kandırmak ve yoldan çıkarmak için
kimisi kimisine yaldızlı sözler fısıldayarak
hayatlarını geçiren, tüm peygamberlere düşmanlıkla
birbirleriyle dayanışma içinde bulunan ve Allah'ın
kendileri için koyduğu helal ve haram noktasında müminlerle
tartışmak için bazısı bazısına
ilham veren insanlardan ve cinlerden şeytanlar sunuluyor.
Bunları, son derece hareketli, canlı,
karşılıklı konuşma, itiraf, azarlama, hüküm
ve değerlendirme kapsayan ve Kur'an'da yer alan kıyamet
sahnelerinin içerdiği canlılık
fışkıran bir sahnede canlandırıyor.