O |
En´am
|
O |
|
103- Gözler O'nu görmez, fakat O gözleri görür. O lâtıftır
(algılanamaz) ve her şeyden haberdardır.
Tıpkı Allah hakkında
yakışıksız bir tutumla maddi bir kanıt
isteyenler gibi ahmakça yaklaşımla O'nu görmek
isteyenler... Bunlar ve onlar ne dediklerini bilmeyen kimselerdir.
İnsanların gözleri ve duyu organları, aynı
şekilde zihinsel kavrama yetenekleri.. Evet bunların tümü,
içinde yaşadıkları evrenle iletişim
kurabilmeleri yeryüzünde halifelik işlevini yerine
getirebilmeleri için yaratılmıştır.
Ayrıca, yaratılmış varlık
safhalarında ilâhî varlığın eserlerini
algılamaları da istenmektedir. Ancak yüce Allah'ın
zatını kavramaya gelince; kendilerine böyle bir yetenek
verilmemiştir. Çünkü sonradan yaratılmış
bir faninin, öncesiz ve sonrasız bir zatı görmeye
gücü yetmez. Üstelik yeryüzündeki halifelik görevini yerine
getirmek için O'nu görmenin de değeri yoktur. Bu görevi
yerine getirmede gerekli yardımı görürler. Gerekli
olan her şey kendilerine
bağışlanmıştır.
İnsan öncekilerin ahmaklığını
anlayabiliyor da, sonrakilerin küstahlığını
anlamakda güçlük çekiyor. Şu "atom'dan, "elektron"dan,
"proton"dan ve "nötron"dan söz edenlerin
hiçbiri, hayatında bir kere olsun "atom", "elektron",
"proton" ve "nötron"u görmemiştir. Bu
elementleri kontrol edecek bir teleskop da henüz icad edilmemiştir.
Ancak bir farzmış gibi bunları kabul ediyorlar. Bu
farzın
doğruluğuna da evrende belirgin izlerinin görülmesini
kanıt gösteriyorlar. Bir belirti görüldüğü zaman,
onu meydana getiren elementin varlığını kesin
kanıt kabul ediyorlar. Bununla beraber, bu deneyimlerin
ulaşabileceği en yüksek nokta, bu elementlerin var
olması ihtimalini varsaydıkları sıfatlara
dayandırmaktır. Ancak, eserleriyle kendini akıllara
kanıtlayan Allah'ın varlığını
varlık alemindeki yaptıklarıyla izah etmek söz
konusu edildiği zaman, hiçbir bilgiye, yol göstericiye ve
aydınlatıcı kitaba dayanmaksızın
Allah'ın varlığı hakkında
tartışmaya girişip gözle görülebilen somut kanıtlar
isterler. Sanki şu varlık bütünü, sanki tümü olağanüstülükleriyle
şu hayat, böyle bir kanıt olmak için yeterli değilmiş
gibi...
Varlık sayfalarında ve nefislerin derinliklerinde
gizli kanıtların sunulmasından ve yüce Allah'ın
zatına ilişkin; "Gözler
O'nu görmez. O bütün gözleri görür. O lâtiftir, haberdardır"
gerçeğinin
açıklanmasından sonra Kur'an'ın
akışı, insanoğlunun kullandığı
dilin açıklayamadığı ya da vasfedemediği
şu ifadelerle sürüyor:
|
|
O |
|
O |
|