Kuşkusuz şu varlık bütününü yoktan varedenin
kendisinden sonra yerine geçecek birine ihtiyacı yoktur.
Yerine geçecek birinin olması geçici kimselerin
beklentisidir. Zayıfların dayanağıdır. Hiçbir
şey yaratamayanların hoşlanacağı bir
duygudur.
Üstelik onlar çoğalmanın kuralını
biliyorlar; kişinin cinsinden dişi bir éşinin
olması lâzım. Allah'ın bir eşi
bulunmadığı halde nasıl çocuğu olabilir
ki? O, tektir-birdir. O'na benzer hiçbir şey yoktur. Evlilik
olmadan neslin olması söz konusu olabilir mi?
Bu bir gerçektir. Ancak bütün bunlar onların düşünce
düzeylerini gözler önüne sermektedir. Ayetlerin akışı
onların hayatlarından ve her zaman gördükleri
şeylerden örnekler vererek hitap etmektedir. Ayetlerin akışı
onlara hitap ederken, şirkin bütün gölgesini bertaraf
etmek için `yaratılış' gerçeğine
dayanmaktadır. Çünkü hiçbir zaman yaratılmış
biri yaratıcının ortağı olamaz.
Yaratıcı gerçeği yaratılmışın
gerçeğinden farklıdır. Nitekim onları yüce
Allah'ın mutlak ilmiyle de yüzyüze getirmektedir. Buna karşılık
birtakım asılsız kuruntu ve zandan başka bir
şey ileri süremezler.
"Her şeyi O yaratmıştır."
"Ve O her şeyi bilendir."
Ayetlerin akışı, daha önce, yüce Allah'ın
oğullarının ve kızlarının
bulunduğuna ve Allah'ın yarattığı
cinlerin O'na ortak olduğuna ilişkin düşüncelerinin
tutarsızlığını ortaya çıkarmak için
müşrikleri, her şeyin Allah tarafından
yaratıldığı gerçeğiyle yüzyüze getirdiği
gibi bu sefer de kendisine ibadet edilen, boyun eğilen, itaat
edilen, bir hayat nizamı olarak dinine uyulan zatın her
şeyin yaratıcısı olduğunu belirlemek için
yine aynı gerçeğe dayanmaktadır. O halde, O'ndan
başka ilâh yoktur. O'nun dışında bir
Rabbın varlığı söz konusu değildir!