Gezinti, onların kalplerini uyarmak amacına yönelik
güçlü bir ifade ile başlıyor. Burada, bir peygamberin
bir topluma gönderilişinin bir anlamda o toplumu deneme,
onları sınama amacına yönelik olduğu
vurgulanıyor. Yine Allah a karşı büyüklük tasladıkları
halde, Allah'ın peygamberini ve onun yanında yeralan müminleri
çeşitli eziyetlere, baskılara
uğrattıkları halde Allah'ın ayetlerini
yalanlayanlar kafirlere bir dönemin sonuna kadar süre tanınmasının
aslında onlar açısından bir sınama, bir
deneme olduğuna dikkat çekiliyor. Peygamberin
öfkelenmesinin, baskılarına karşı hoşgörüsünün
tükenme noktasına gelmesinin, onların doğru yolu
bulmalarından ümit kesmesinin ardından korkunç bir
yakalamanın, acı bir çarpmanın olabileceği
mesajı veriliyor:
"Andolsun, onlardan önce Firavun toplumunu da imkanlar
vererek sınamıştık."
Çeşitli nimetlerle, iktidarla, yeryüzü egemenliği
ile, uzun süre refah içinde yaşamalarına fırsat
vererek zenginlik ve üstünlük sağlayıcı
sebepleri ellerinin altına vererek denedik onları.
"Onlara saygın bir peygamber gelmişti."
Peygamberin gelişi onları sınamaya ilişkin
planın bir parçasıydı. Onların bu saygın
peygambere nasıl bir cevap vereceklerini ortaya çıkarıyordu.
Peygamber onlara yönelik çağrısına
karşılık şahsına çıkar
sağlayacak birşey istemiyordu. Tamamen
karşılıksız olarak onları Allah'a çağırıyordu.
Herşeyi Allah a vermelerini ve kendilerinde bulunup ta
Allah'tan esirgedikleri hiçbir şeyi olmamasını
istiyordu: