5- İnsan hiç
kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
6- Yığın
yığın mal tüketmişimdir diyor.
7- Kimsenin kendisini görmediğini
mi sanıyor?
Meşakkat içinde
yaratılmış olan ve hiçbir zaman çilelerden ve
zorluklardan kendisini kurtaramayan şu "insan"
doğrusu gerçek durumunu unutuyor, yaratıcısının
kendisine vermiş olduğu güce, kuvvete, zevke ve nimete
aldanıyor. Bunun sonucu olarak, yaptıklarından
dolayı hesaba çekileceğini hesaba katmayan insanlar
gibi hareket ediyor. Güçlü bir yaratıcının
kendisine üstün gelip, yaptıklarının
hesabını soracağını hiç beklemeyen
kimseler gibi davranıyor. Çizgiyi aşıyor,
şımarıyor, onun bunun malını Alıyor,
topluyor biriktiriyor, Allah'a itaat etmiyor, günah işliyor.
Hem de hiç korkmadan ve sıkılmadan... İşte
kalbi imandan yoksun olan insanın niteliği
bunlardır.
Ama -surede sözü edilen
yerler gibi harcama alanlarına- hayır yapması ve
Allah için vermesi teklif edildiği zaman, "Yığın
yığın mal tüketmişimdir" diyor. Ben
çok şeyler verdim, verdiklerim ve harcadıklarım
yeter diyor. "Kimsenin kendisini görmediğini mi
sanıyor?" Yüce Allah'ın gözünün üstünde
olduğunu, ilminin kendisini çepeçevre kuşattığını
unutuyor mu? Allah onun verdiğini de ve ne için verdiğini
de görüyor. Fakat şu "insan" denen yaratık,
sanki bu gerçeği unutuyor ve kendisinin Allah'ın gözünden
gizli kalacağını sanıyor.
İnsana kendisini güçlü
ve kuvvetli zannettiren bu aldanmaya karşılık
insanın dünya malına sarılıp çok verdiğini
iddia etmesine karşın, Kur'an-ı Kerim insanın
karşısına, onun ruhunun özelliklerinde, yapısının
temelinde, mizacının ve yeteneklerinin özelliklerinde
bulunan nimetler deryasını hatırlatarak
karşısına dikiliyor. Şükretmediği ve
hakkını vermediği nimetlerle insanoğlunu
karşılıyor.