Yine yahudiler, bu kasaba ile ilgili olarak peygamberleri Hz.
Musa'ya şöyle demişlerdi:
"Onlar orada oldukları sürece biz oraya kesinlikle
girmeyiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz
burada kalacağız." (Maide Suresi, 24)
Bunun üzerine yüce Allah yahudileri kırk yıl
boyunca çölde perişan bir halde dolaşmaya mahkûm
etti. Bu dönemin sonunda yetişen yeni kuşak Nuh
oğlu Yuşa peygamberin liderliği altında bu
kasabayı fethederek içeri girdiler. Fakat kasaba kapısından
içeri girerlerken Allah saygısının ve alçakgönüllülüğün
belirtisi olsun diye secdeye kapanarak ve "günahlarımızı
bağışla, affet bizi" anlamına gelen
"Hıddatan" diyerek içeri girmeleri gerekirken,
kendilerine emredilenden başka bir tarzda kapıdan
girmişler ve girerken yüce Allah'ın kendilerine
emrettiğinin dışında bir söz söylemişlerdi.
Ayetlerin devamında tarihlerinin bu olayı
yahudilerin gözleri önüne seriliyor. Gerçi bu olay, burada
sözü edilen Hz. Musa -selâm üzerine olsun- döneminden sonra
meydana gelmişti. Ama burada onların tarihi bir bütün
olarak kabul ediliyor; bu tarihin en eski döneminden
günümüze kadar süren yahudi tarihi aynı gözle değerlendiriliyor.
Bu tarihin tümü muhalefetlerle, başkaldırmalarla,
isyanlarla ve sapıklıklarla doludur.
Bu olay hangi zaman diliminde meydana gelmiş olursa
olsun, Kur'an-ı Kerim, yahudilere bildikleri bir mesele
vesilesi ile sesleniyor, onlara aşinası oldukları
bir olayı hatırlatıyor. Bu olayda yahudiler yüce
Allah'ın yardımı ile belirli bir kasabaya
girerler. Yüce Allah onlara bu kasabanın
kapısından alçakgönüllü ve saygılı bir
şekilde geçmelerini, günahlarının affedilmesi için
O'na dua etmelerini emretmiş ve böyle davrandıkları
takdirde günahlarını
bağışlayacağını, aralarındaki
iyilere bunun ötesinde nimetler ve imtiyazlar bağışlayacağını
vazetmişti. Fakat onlar, alışılagelmiş.
yahudi geleneği uyarınca bütün bu emirleri çiğnemişler,
tersine çevirmişlerdir.
Ayet-i kerimede "zalimler"den sözediliyor. Burada
özellikle bu kelimenin seçilmesinin nedeni, ya emredilen
sözü değiştirenlerin, direktiflere uymayanların
bu kişiler olmaları veya eğer bu emirlere uymama
suçunu hep birlikte işlemişlerse "zalim"lik
sıfatını topluca hak etmelerinden
dolayıdır.
"Biz de işledikleri bu kötülükten dolayı o
zalimlere gökten ağır bir azap indirdik."
İşte bu olay yahudilerin çok sayıdaki benzer
marifetlerinden biridir! Yüce Allah yahudilere uçsuz-bucaksız
çöl ortasında yiyecek ve yakıcı sıcak
altında buluttan gölgelikler sunduğu gibi, Peygamberi
Hz. Musa'nın (selâm üzerine olsun) eliyle gerçekleştirdiği
çok sayıdaki olağanüstülüklerden biri ile onlara
bol miktarda su da bağışlamıştı.
Kur'an-ı Kerim, burada, yahudilere, bu nimet ve imtiyaza
karşı nasıl bir tutum takınmış
olduklarını hatırlatarak şöyle buyuruyor: