Bu sure birbirinden kopuk üç harfle başlıyor:
Bu harflerin arkasından, "Doğru
olduğunda şüphe olmayan bu kitap takva sahipleri
için hidayet kaynağıdır." ayeti ile
Allah'ın kitabından söz ediyor.
Kur'an'ın bazı sureleri
birbirinden kopuk bu tür harflerle başlar. Bu harflerin
değişik şekilde yorumları
yapılmıştır. Bizim benimsediğimiz
yoruma göre: "Birbirinden bağımsız bu
harflerden anlaşılan mesaj şudur: Kur'an, bu tür
harflerden oluşmuştur. Bu harfler ona inanmayan
muhalif Araplar tarafından da bilinip
kullanılıyordu. Fakat buna rağmen bu ~kitap;
Arapların aynı harfleri kullanarak benzerini meydana
getiremeyecekleri mucizevi bir kitaptır. Kur'an-ı
Kerim bu Araplardan, meydan okuyucu bir üslupla şunu
istedi: "Madem ki "bunu Muhammed uyurdu"
diyorsunuz, o halde onun bir benzerini de siz uydurun. Bunu
yapamazsınız, haydi onun on suresinin benzerini
yazın. Bunu da mı başaramadınız. O
halde Allah'tan başka tüm yardımcılarınızı
da çağırarak onun sadece tek bir suresinin bir
benzerini getirin." Bu meydan okuyuşa
karşı Araplardan bir cevap çıkmadı, susup
kaldılar.
Bu aciz bırakma realitesi, sadece
Kur'an ile ilgili değil, yüce Allah'ın
yaratmış olduğu her şey hakkında
aynen sözkonusudur. Bu durum, her şeyde yüce Allah'ın
yaratıcılığı ile insanların
yapıcılığı arasındaki
-bağdaşma kabul etmez farkı gösterir. Düşünelim
ki, bu yeryüzü kütlesi, nitelikleri bilinen bir takım
elementlerden oluşmuşdur. İnsan bu elementleri
ele alınca onlardan yapsa yapsa ya bir tuğla ya bir
kerpiç ya bir tabak ya bir sütun ya bir heykel ya da duyarlılık
ve karmaşıklık düzeyi ne olursa olsun bir
teknik aygıt yapabilir.
Oysa yarattıklarını
doğrudan doğruya yaratan Allah bu elementlerden,
kımıldayan, hareket eden canlıyı meydana
getiriyor. Bu canlı, insanları aciz bırakan ilâhî
bir sırrı, yani canlılık
sırrını içeriyor. Öyle bir sır ki, insan
bunu ne yapabiliyor ve ne de içyüzünü kavrayıp onu
çözebiliyor.
İşte Kur'an da böyledir. Kelime
ve harfler... İnsan bunlardan düzyazı ve şiir
üretebilir. Oysa Allah onlardan Kur'an, Furkan meydana
getiriyor. Bu harf ve kelimelerden meydana gelen Allah'ın
sanatı ile kulun sanatı arasındaki fark, bir
yandan kımıldayan ruh ile ölü vücud arasındaki
ve öbür yandan hayatın özü ile onun kuru kalıbı
arasındaki fark gibidir.
"Doğru olduğu şüphesiz
olan bu kitap"
O'nun doğruluğundan nasıl
şüphe edebilir, nasıl kuşku duyulabilir ki,
O'nun