Bu ayette, salih bir nefis, ona en uygun gelecek bir dua ve
yakarış haline yöneltiliyor... Bağırıp,
çağırarak değil, gizli, içten ve biçare bir
şekilde! Gizli ve içtenlikli yakarış,
Allah'ın yüceliğine en lâyık ve kul ile
mevlası arasında irtibatı sağlamada en uygun
durumdur.
Müslimin, kendi isnadı ile rivayet ettiğine göre,
Ebu Musa şöyle demiştir. Biz peygamber ile beraber bir
yolculukta (başka bir rivayete göre; bir gazad) idik. Kafile
yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Allah Rasulü(s)
şöyle buyurdu. "Ey insanlar! Kendinizi heba etmeyin.
Siz ne sağıra, ne de uzakta olana
bağırmıyorsunuz. Siz duyana ve yakın olana
yakarıyorsunuz. O sizinle beraberdir."
İşte bu, Allah'ın yüceliğine ve
yakınlığına ilişkin inançlı bir
duygudur. Bu duyguyu, burada Kur'an yöntemi desteklemekte ve dua
esnasında alınması gereken tavır olarak ilân
etmektedir. İşte, Allah'ın yüceliğinin tam
anlamıyla bilincine varan kişi, duasında
bağırıp çağırmaktan haya eder. Allah'a
yakın olduğunun gerçekten şuuruna varan kişi,
böyle bağırıp çağırmaya bir gerekçe
bulamayacaktır!
Duada yakarış durumu, Allah'a boyun eğme ve gönülden
yalvarma şeklinde tanımlanıyor ve insan, sadece
Allah'ın hakkı olan hakimiyeti kendilerinin de
taşıdığı iddiasına
kalkışarak Allah'ın otoritesine karşı çıkmaktan
menediliyor. Yine Allah yeryüzünü şeriati ile bir düzene
soktuğu halde, orada bozgunculuğa
kalkışmayı da yasaklıyor... Dualara cevap
veren ve pek yakın olanın huzurunda gizlice boyun
eğen ve yakaran kişi, ne böyle bir saldırıya
yeltenir, ne de düzene giren yeryüzünde bozgunculuğa
kalkışır. Bu iki reaksiyon arasında, nefsin ve
şuurun yapısını sağlamlaştıran
içsel bir baş vardır. Kur'an sistemi, kalplerin
heyecanlarını ve nefislerin reaksiyonlarını
dikkate alır. Çünkü o, yarattığını
bilen ve her şeyden haberdar olan yaratıcının
sistemidir.
Kızması ve cezalandırmasından korkarak,
hoşnutluğunu ve mükâfatını umarak.
"Hiç kuşkusuz Allah'ın rahmeti iyi işler
yapanlara yakındır."
Peygamberimizin ihsanı tanımlarken buyurduğu
gibi, sanki onu görüyormuşcasına Allah'a kulluk
ederler, ki onlar O'nu görmese de, O onları görmektedir...
Başka bir keresinde Kur'an bir kez daha,
insanlığın gönlüne seslenerek, zaten göz
önünde bulunan şu evren kitabının bir
sayfasını daha açıyor. Fakat gönüller bu
manzaraları gaflet ve dalgınlıkla seyretmekte,
seslenişlerine kulak vermemekte ve uyarılarına
aldırmamaktadır... Yukarıdaki ayette Allah'ın
rahmetinin hatırlatılması üzerine açılan bu
sayfa, sağanak yağan yağmuru, yeşeren
bitkileri, ölüm ve mahvoluştan sonra yeniden dirilişi,
Allah'ın rahmetinin birer örnekleri olarak sunmaktadır: