Araf'ta -cennetle cehennemi birbirinden ayıran engel-
duran bu adamların, iyilikleriyle kötülükleri denk gelen
bir grup insan olduğu rivayet edilir. Bu yüzden ne cennet
ehli ile birlikte cennete, ne de cehennem ehli ile birlikte
cehenneme gitmişlerdir. İkisinin arasında
kalıp Allah'ın lütfunu beklemekte, O'nun merhametini
ümit etmektedirler. Bunlar cennet ehlini yüzlerinden tanırlar.
Belki de yüzlerinin beyazlığı,
parlaklığı, ya da çehrelerinden yayılan
aydınlık ve meymenetten tanırlar. Aynı
şekilde cehennem ehlini de yüzlerinden tanırlar. -Belki
de yüzlerindeki siyahlıktan, meymenetsizlikten ya da dünyadayken
büyüklük taslayıp havalara kaldırdıkları
burunlarının üzerine vurulmuş bir damgadan
tanırlar.- Nitekim Kalem suresinde şöyle denmektedir. "Onun
havada olan burnunu yakında yere sürteceğiz." (Kalem:
16)
İşte onlar cennet ehline bakıp selâm veriyorlar.
Ve yüce Allah onlarla birlikte kendilerini de cennete sokmasını
arzuluyorlar. Gözleri cehennem ehline ilişince -sanki
istemeyerek o tarafa yönelmişler gibi- onlarla aynı
sonucu paylaşmaktan Allah'a sığınıyorlar:
İki taraf arasında bir set ve bu setin tepelerinde
her iki grubu simalarından tanıyan kimseler vardı.
Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler
cennetliklere "selâmun aleyküm" diye seslenirler.
"Bunların bakışları cehennemliklere
doğru kaydırılınca "Ey Rabbimiz, bizi
zalimler ile biraraya getirme" derler."
Sonra yüzlerinden tanınan suçluların önde
gelenlerini görürler. Onları azarlayıp, kınayarak
şöyle derler: "Bu tepelerdekiler, simalarından
tanıdıklara bazı azılı kâfirlere de
şöyle seslenirler. Ne kalabalığınız ne
de şımartmanıza yolaçan güçleriniz size yarar sağlamadı.
İşte siz ateştesiniz.
Kalabalığınız size yaramadı. Büyüklük
taslamanız hiçbir fayda sağlamadı.
Sonra onlara, müminler hakkında onların sapık
olduklarına, Allah'ın onlara merhamet etmeyeceğine
ilişkin dünyada söyledikleri kendi sözlerini hatırlatıyorlar.
"Allah onları hiçbir rahmete erdirmez" diye
haklarında yemin ederek küçümsediğiniz kimseler
bunlar mıydı?
Bakın, şimdi onlar nerdedirler ve onlara neler söylenmektedir?
"Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil
ve artık hiç üzülmeyeceksini