Bu meydan okuyuş, onların Hz. Musa'yı ilk seçenekten
birini tercih etmede serbest bırakmasından açıkça
anlaşılıyor. Yine anlaşılıyor ki,
onlar kendi büyülerine ve üstün geleceklerine kesin gözüyle
bakıyorlardı... Öte yandan Hz. Musa'nın da -selâm
üzerine olsun- kendïnden emin bir şekilde hareket
ettiği ve onların meydan okuyuşlarını
hafife aldığı ortaya çıkıyor. "Musa:
"Önce siz atın" dedi." Bu bir tek söz
bile, Hz. Musa'nın onların yaptıklarını
umursamadığını ortaya koyuyor. Hz.
Musa'nın gönlünde gizli olan güveni bütün parlaklığı
ile gözler önüne seriyor. Bu, Kur'an-ı Kerim'in, çoğu
zaman yaptığı gibi, bir tek kelimeyle olayları
aydınlatma metoduna bağlı bir ifade yöntemidir.
Yalnız Kur'an'ın anlatım üslûbu Hz. Musa'nın
irkildiği şeyle (Bakınız Taha Suresi 67-68)
birden dikkatlerimizi olayın üzerine çekiyor. Biz Hz.
Musa'nın onların meydan okuyuşlarını
hafife alması ve onları umursamaması
atmosferindeyken birden kendimizi müthiş bir büyü manzarası
karşısında görüyoruz. Bu korku ve dehşet saçan
bir manzaradır.
"Büyücüler hünerlerini ortaya atınca
insanların gözlerini büyülediler, onları
ürküttüler ve müthiş bir büyü gösterisi gerçekleştirdiler."
Bu büyünün nasıl bir büyü olduğunu,kavramamız
için Kur'an'ın onun için: Onların "İnsanların
gözlerini" büyülediklerini, onların kalplerini
ürperttiklerini