40- Her birini teker teker suçüstü yakaladık. Kimini
önünde taşları savuran müthiş bir kasırgaya
tuttuk, kimi korkunç bir gök gürültüsüne tutularak cansız
yere düştü, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de
denizde boğduk. Allah'ın onlara zulmetmesi söz konusu
değildi, fakat onlar kendilerine zulmettiler.
Ad kavmi, önünde taşları savurarak
etrafı kırıp döken, çarptığı
insanı öldüren korkunç bir kasırgaya tutuldu. Semud
kavmi ise, insanın ödünü koparıp cansız
bırakan bir gök gürültüsü ile yok edildi. Karun ve sarayı
ise yerin dibine geçirildi. Firavun ve Haman da denizde boğuldular.
Her biri zulmederken suçüstü yakalanıp
cezalandırıldı! "Allah'ın onlara
zulmetmesi söz konusu değildi; fakat onlar kendi kendilerine
zulmettiler."
ÖRÜMCEK GİBİ ACİZ OLANLAR
Şimdi... Yüzyıllardan beri gelmiş geçmiş,
kâfir, zalim ve fasık azgınların, diktatörlerin
yerle bir edildikleri yerlerin gözlerimizin önünde bulunduğu
şu anda... Ayrıca surenin baş
taraflarında imtihan etmeye, denemeye ve baştan çıkarmaya
ilişkin açıklamaların ardından... Evet
şimdi, bu alanda çarpışan güçlerin gerçek
mahiyetlerini gözler önüne sermek amacı ile bir örnek
veriliyor... Kuşkusuz gerçek anlamda tek bir güç var, o da
yüce Allah'ın gücüdür. Bunun dışında
yaratıkların sahip bulunduğu güçler, basit ve
önemsiz şeylerdir. Bu güçlere bağlanan veya
sığınan biri, cılız iplerden örülü bir
yuvaya sığınan zayıf-güçsüz örümcek
gibidir. Örümcek de, sığındığı
yuva da aynı derecede güçsüz ve çaresizdir.