1- Elif. Lâm. Mim.
Bu, birbirinden kopuk harflerin açıklaması için
tercih ettiğimiz görüş, bu harflerin, yüce Allah'ın
Peygamberine -salât ve selâm üzerine olsun- indirdiği
Kitab'ın hammaddesini oluşturduklarına dikkat
çekmek için yer aldıklarıdır. Bu Kitap, bunlara
benzer harflerden meydana gelmiştir. Bu Kitab'a muhatap olan
Arap toplumu da bu harflere yabancı değildir. Bu
harfleri tanıyor ve bu harfler aracılığı
ile istedikleri sözü kolaylıkla söyleyebiliyorlar. Ancak
bu harfler aracılığı ile bu Kitab'ın
benzerini meydana getiremezler. Çünkü bu Kitap Allah yapısıdır,
insan yapısı değil.
Daha önce şöyle demiştik: bu şekilde
birbirinden kopuk harflerle başlayan sureler ya bu harflerden
hemen sonra ya da şu anda bu surede olduğu gibi surenin
akışı içinde Kur'an'la ilgili bir açıklamayı
içeriyorlar. Nitekim bu surede Kur'an'la ilgili olarak şu
ifadeler yer almaktadır: "Sana vahiy yolu ile
indirilen Kitab'ı oku." (Ankebut Suresi, 45) "Sana
indirdiğimiz Kitab'ın niteliği işte budur."
(Ankebut Suresi, 47`) "Sen Kur'an'dan önce hiçbir
kitap okumuş ya da eline kalem alarak yazmış
değilsin." (Ankebut Suresi, 48) "Kendilerine
okunan bu Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara
yetmiyor mu?" (Ankebut Suresi, 51) Bu ifadeler, bazı
surelerin baş tarafında yer alan birbirinden kopuk
harflerin açıklamasına ilişkin olarak tercih
ettiğimiz görüşe uygun düşmektedirler.
Bu açılıştan sonra, imandan, imanın gerçekleşmesi
için mü'minlerin karşı karşıya
kaldıkları imtihanlardan, imtihan ve deneme sonucu
imanın da doğru olanlarla, yalancı olanların
ortaya çıkarılmasından söz ediliyor: