15- Hayır eğer
bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız.
16- O yalancı günahkar
perçeminden.
17- O zaman gitsin de
taraftarlarını çağırsın.
18- Biz de zebanileri çağıracağız.
19- Hayır ona boyun
eğme. Rabbine secde et ve yaklaş.
Bu sert ve
şiddetli bir ifade ile tam zamanında
yapılmış bir tehdiddir. "Hayır
eğer bundan vazgeçmezse onu perçeminden yakalarız."
İşte böyle yakalarız. Tehdid şiddetli ve ses
tonu ile anlamını canlandıran bir sözcükle yapılmaktadır.
Ayet metninde geçen
"Saf" sözcüğü şiddetle yakalamak demektir.
"Nasiye" sözcüğü ise alın demektir.
Alın azgın ve kibirli bir insanın yukarı
diktiği en yüksek organıdır. Başın
yukardan en ön tarafına nasiye denir ki yakalayıp yere
çarpmaya elverişli olan organ bu organdır, bu
kısımdır. "O yalancı günahkar
perçeminden." Gerçekten bu yakalayıp yere çarpma
anıdır. Belki o anda, akrabalarından ve
arkadaşlarından kendisine kuvvet ve güç katan
kimseleri imdadına çağırmak bu kişinin
aklından geçebilir. "O zaman gitsin de taraftarlarım
çağırsın." Biz ise evet biz "Zebanileri
çağıracağız." Katı ve
şiddetli zebanileri çağıracağız. O halde
savaşın sonucu bellidir.
Bu korkunç ve yukarda
canlandırılan akıbetin
ışığı altında sure itaatkar mü'mini
imanında ve itaatında ısrarlı olmaya ve
onlardan ayrılmayıp dayanmaya çağırarak son
buluyor.
Sakın, islam çağrısını
ve namazı engelleyen şu azgına boyun eğme.
Rabbine secde et O'na itaatlerle ve ibadetlerle yaklaş. Bu
azgın ve engelleyen kişiyi bırak. Onu zebanilere
bırak.
Bazı sahih
rivayetlerde ilk bölümü dışında bu surenin Ebu
Cehil hakkında indiği belirtilir. Ebu Cehil Hz.
Peygamber Kabe'de namaz kılarken ona rastlamış ve
demişti ki: "Ey Muhammed! Sana bunu yasak etmemiş
miydim?" Sonra Rasulullah'a tehdidiler savurmuştu.
Resulallah da ona sert davranarak onu kovmuştu. Belki de
Rasulullah'ın Ebu Cehil'in boğazından tutup "Vay
başına geleceklere" dediği olay budur. O
sırada Ebu Cehil Hz. Peygamber'e Ey Muhammed beni ne ile
tehdid ediyorsun? diye sormuş sonra, Allah'a and içerim ki,
bu gördüğün vadide en çok taraftarı olan insan benim
demişti. Bunun üzerine yüce Allah da şu ayeti indirdi.
"O zaman gitsin de taraftarlarını çağırsın."
ibn Abbas der ki: "Ebu Cehil taraftarlarını çağırmaya
kalksaydı azap melekleri o anda işini bitirirlerdi."
Ama surenin ifade
ettiği anlamın genel olduğu da bir gerçektir. Sure
itaat eden, ibadet eden ve Allah'a çağıran her mü'mini
ve azgın, namazı kılmayı engelleyen, itaat
edeni tehdid eden, kuvvet ve zor kullanarak böbürlenen her
zalimi kapsar. Yüce Allah'ın son emri de şudur:
"Hayır ona
boyun eğme. Rabbine secde et ve yaklaş."
İşte surenin bölümleri
böylece birbiri ile ahenk içinde oluyor ve her bölümün bıraktığı
etkiler birbirini tamamlıyor.