63- "Ey Muhammed! İnsanlar senden kıyametin
zamanını soruyorlar. De ki: "Onun bilgisi Allah
katındadır, ne bilirsin, belki de zaman
ya-kındır."
Kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi,
yüce Allah'ın sırf kendisine özgü kıldığı
ve aralarında Peygamberler ile önde gelen melekler de olmak
üzere canlılardan hiçbirisinin bilmesini istemediği
gaybın kapsamındadır. İman ve islamın gerçek
mahiyetine ilişkin hadiste şu açıklama var:
Abdullah b. Ömer r.a. babası Hz. Ömer r.a: in şöyle
dediğini anlatır: Bir gün Peygamber efendimizin yanında
oturduğumuz bir sırada birden bembeyaz elbiseli,
simsiyah saçlı bir adam çıkageldi. Adamın
üzerinde yolculuk belirtileri yoktu ve hiç birimiz onu tanımıyorduk.
Sonra gelip Peygamber efendimizin karşısında oturdu,
dizlerini Peygamberimizin dizlerine dayandırdı, ellerini
de dizlerinin üzerine koydu ve şöyle dedi: "Ey
Muhammed, bana islamı anlat". Peygamberimiz:
"İslam; Allah'tan başka ilâh olmadığına
ve Muhammed'in onun kulu ve Peygamberi olduğuna şahitlik
etmen; namaz kılman, zekat vermen, Ramazan orucunu tutman,
imkan bulursan Kâbe'ye hac etmendir" dedi. Adam "Doğru
söyledin" dedi. Biz
şaşırmıştık, hem soruyor hem de
tasdik ediyor, diye. Sonra adam "Bana imanı anlat"
dedi. Peygamber efendimiz: "İman; Allah'a, meleklerine,
kitaplarına, peygamberlerine, kıyamet gününe, kaderin
hayır ve şerrine inanmandır" dedi. Adam tekrar
"Doğru söyledin" dedi. Bu sefer "Bana "İhsan'ı
anlat" dedi. Peygamberimiz: "İhsan; Allah'ı görüyor
gibi O'na ibadet etmektir. Çünkü sen onu görmüyorsan da O
seni görüyor" dedi. Adam "Peki kıyamet ne zaman
kopacak?" diye sordu. Peygamberimiz: "Bu konuda
kendisine soru sorulan sorandan daha fazla bir bilgiye sahip
değildir" dedi. Sonra Peygamberimiz bize, "Bu
Cebrail'di size dininizi öğretmek için gelmişti"
dedi. (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai)
Kendisine soru sorulan Peygamber efendimiz soran da Hz.
Cebrail'dir. Ve ikisi de kıyametin ne zaman
kopacağını bilmiyorlar: "De ki; Onun
bilgisi Allah katındadır." Kıyamete
ilişkin bilgi, Allah'ın kullarından hiç birine değil,
sadece Allah'a özgüdür, onun tekelindedir.
Yüce Allah bunu, kendisinin bildiği bir hikmete
dayalı olarak takdir etmiştir. Biz bu hikmetin bir yönünü
algılayabiliyoruz: Buna göre yüce Allah, insanlar hep ondan
sakınsınlar, sürekli onu hatırlasınlar ve
ansızın gelip çatmasına karşı
hazırlıklı olsunlar diye kıyametin
kopacağı günü gizlemiştir. Kuşkusuz bu
hazırlıklı olma durumu da yüce Allah'ın
kendilerine iyilik dilediği, kalplerine takva duygusu
yerleştirdiği kimseler için geçerlidir. Kıyametin
kopacağının farkında olmayan ve her an onunla
karşılaşma bilincinin verdiği
uyanıklıktan yoksun bulunanlara gelince; onlar
kendilerini aldatıyorlar, cehennem ateşinden
korumuyorlar. Oysa yüce Allah her şeyi onlara açıklamış,
onları sakındırmış,
uyarmıştır. Kıyameti gece ve gündüz her an
kopma ihtimali bulunan bir gayb olarak gizlemiştir.
"Ne bilirsin belki de zaman yakındır."