16- "De ki: "Eğer ölümden veya
öldürülmekten kaçıyorsanız. kaçmak size fayda
vermez. Kaçsanız bile az zaman
yaşatılırsınız."
17- "De ki: "Allah size bir kötülük dilerse veya
bir rahmet isterse, O'na karşı kim sizi koruyabilir?
Allah'tan başka dost ve yardımcı
bulamazsınız. "
Yüce Allah'ın önceden belirlediği kader bütün
olaylara ve olayların sonuçlarına egemendir.
Olayları ve gelişmeleri önceden çizilmiş yolda yönlendirir
ve onları kaçınılmaz akıbete
noktalandırır. Ölüm veya öldürülme zamanı
gelince karşılaşılması kaçınılmaz
olan bir kaderdir. Bu zaman bir saniye öne alınamadığı
gibi geciktirilemez de. Kaçmak kaçınılmaz kader
karşısında kaçana hiçbir yarar sağlamaz.
Eğer kaçacak olurlarsa yakın bir zamanda önceden yazılmış
ölüm vaktinde akıbetleriyle yüz yüze geleceklerdir.
Çünkü bu dünyada geleceğine ilişkin söz verilen her
an yakındır ve bu dünyadaki zevkü sefa süresi çok kısadır.
Allah'a karşı onları koruyacak ve onlara
ilişkin iradesinin önüne geçecek hiç kimse yoktur. O
dilerse onlara kötülük eder, dilerse onlara merhamet eder.
Kendilerini koruyacak ve Allah'ın kaderine karşı
savunacak Allah'ın dışında bir dost ve
yardımcı bulamazlar.
Şu halde teslimiyetse teslimiyet, itaatsa itaat, Allah'a
verilen söze bağlılıksa bağlılık. Bütün
bunları hem darlıkta hemde genişlikte yapmak
gerekir. O'na dönmek, her yönüyle O'na dayanıp güvenmek
zorunludur. Sonra yüce Allah neyi nasıl dilerse öyle yapar.
Ardından yüce Allah'ın insanları savaştan
alıkoyanları bildiğine ilişkin bir açıklama
ile mesele tekrar gündeme getiriliyor. Bunlar cihattan geri kaldıkları
gibi "Artık tutunacak yeriniz yok, geri dönün"
diyerek başkalarını da evlerinde oturmaya davet
eden kimselerdir. Bu arada onların ruhsal
durumlarını yansıtan nefis bir tablo çiziliyor. Bu
tablo -gerçeği yansıtmakla beraber- insanlar
arasında hiç eksik olmayan bu tiplerin gülünçlüğünü,
içine düştükleri komik durumu ortaya koymaktadır.
Zorluk anında korkanların, bir kenara sinenlerin,
telaşlanıp, paniğe kapılanların; güvenli
ve rahat ortamda ise böbürlenenlerin, bol keseden atanların
tablosudur bu. Bu tabloda bir de onların iyilik yapma
hususunda çok cimri davrandıkları, bu konuda en ufak
bir çaba göstermedikleri, uzaktan bir tehlike sezdikleri an
derhal korkuya kapıldıkları, ne
yapacaklarını şaşırdıkları
ortaya konuyor. Kur'an'ın ifade tarzı bu nefis tabloyu
olağanüstü sanat fırçası ile çiziyor. Ayetlerin
mucizevi akışı dışında bu tabloyu
yansıtabilmek, içeriğini aktarmak mümkün değildir.