MEKS (USULSÜZ VERGİ)

 

ـ5201 ـ1ـ عن عقبة بن عامرٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ # َ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ صَاحِبُ مَكْسٍ[. أخرجه أبو داود .

 

1. (5201)- Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın: "Cennete meks sahibi girmeyecektir!" dediğini işittim." [Ebu Davud, Harac 7, (2937).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

Meks, lügat olarak noksanlık, zulm manasına geldiği gibi, cahiliye devrinde pazarda satış  yapan mal sahibinden (vergi alarak) alınan dirhemlere de  denmiştir. Keza  zekat toplayan tahsildarın, normal olarak zekat alma muamelesini tamamladıktan sonra aldığı ziyade paraya da meks denmiştir. İbnu'l-Esir, en-Nihaye'de meks'i "özürcünün aldığı vergidir" diye tarif eder. Bagavî, Şerhu's-Sünne'de "Aleyhissalâtu vesselâm, "sahibu'lmeks"le geldikleri zaman tüccardan öşür adıyla meks (vergi) alan kimseyi kasdetmiştir. Sadakayı alan memura ve ehl-i zimmeden üzerine sulh yapılan öşrü  alan kimseye, haddi aşıp,  zulmederek günaha girmedikçe muhtesib denir" demektedir.

Şu halde meks, usulsüz alınan, kendi hesabına alınan, zulüm  bulaştırılan vergi manasına gelmektedir. Meks sahibi veya sahibu'lmeks bu  kirli işe tevessül eden memur manasına gelir. [2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/544.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/544.