* HACAMAT YAPANIN KESBİNDEKİ KERAHET

 

ـ5192 ـ1ـ عن أبِي مُحَيِّصَة ا‘نصاري عن أبيه: ]أنَّهُ اِسْتَأذَنَ رَسُولَ اللّهِ # في إجَارَةِ الْحَجَّامِ فَنَهَاهُ، وَكَانَ لَهُ مَوْلَى حَجَّاماً فَلَمْ يَزَلْ يَسْألْهُ وَيَسْتَأذِنُهُ حَتّى قَالَ لَهُ آخِراً: اِعْلِفْهُ نَاضِحَكَ وَأطْعِمْهُ رَقِيقَكَ[. أخرجه ا‘ربعة إ النسائي .

 

1. (5192)- İbnu Muhayyısa el-Ensarî, babasından anlattığına göre, "Babası  Muhayyısa  haccamın kiralanması hususunda izin  istedi. Resulullah onu menetti. Muhayyısa'nın haccam bir azadlısı vardı. Sorup  izin istemeye ara vermedi. Sonunda (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine:

"Onunla deveni ve köleni besle, (kendin yeme!)" buyurdular." [Muvatta, İsti'zan 28 (2, 970); Ebu Davud, Büyû 28, (3422); Tirmizî, Büyû 47, (1277); İbnu Mace, Ticaraat 10, (2166).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

Rivayetten anlaşılacağı üzere Muhayyısa'nın hacamat yapabilen mahir bir kölesi var. Bunu çalıştırıp para kazanmak istiyor. Resulullah hacamat ameliyesine mukabil, ücret almaya izin vermiyor. Muhayyısa bu hususta ısrarla sormaya, ücret alma izni talep etmeye devam ediyor.  Aleyhissalâtu vesselâm deve  ve kölesine yiyecek yapmak şartıyla izin veriyor.

Hadisin zahiri bu olmakla birlikte, Resulullah'tan gelen başka rivayetler gözönüne alınınca,  yasağın tahrimi ifade etmediği anlaşılır.

Nevevî der ki: "Bu nehiy,  tenzihîdir. Maksad, düşük yollardan para kazanmayı ortadan kaldırıp , mekarim-i ahlaka, nezaketli, âli işlere teşvik etmektedir. Eğer bu haram olsaydı bu işte hür veya köle arasında bir tefrik yapılmazdı. Çünkü efendiye, helal olmayan bir şeyi köleye yedirmesi helal olmazdı."

Mirkat'te Muhayyısa'nın ısrarı, o devir cemiyetinde kölelerin  kazancından bütün efendilerin yemelerine binaen ve onların kazancını en temiz kazançları bilmelerine binaen Muhayyısa yasağı işitince, buna olan ihtiyacı sebebiyle nefsine ağır geldiği için Aleyhissalâtu vesselâm'a başvurduğu belirtilir. Şarihler: "Deve ve kölede, bu düşük kazançtan istifadeye mani olan bir şeref mevzubahis değildir. Onun için Aleyhissalâtu vesselâm onların istifadesine izin verdi. Hür kimse ise farklıdır"  derler.

Hadis, hacamat etmekten ücret almanın köleye helal, hürre ise mekruh olduğunu ifade  eder. Ahmed İbnu Hanbel  ve birkısım alimler bu görüştedir. Hacamat mesleği hür için mekruhtur. Bundan alacağı paradan yemesi kendine haramdır. Ancak  onu köle  ve hayvanlarına harcarsa caizdir." Bu hükümde delilleri, bu hadistir.

Söylediğimiz gibi cumhur bu görüşe katılmaz, tenzihî bir  kerahetten söz eder. Cumhurun dayandığı bir rivayet Tirmizî'de Enes'ten gelmiştir. Enes'e bu hususta sorulunca:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) hacamat oldu ve hacamatı yapan da Ebu Taybe idi. Ona iki sa' miktarında yiyecek verilmesini emretti. Ayrıca, efendisine, vergisini biraz azaltmasını söyledi ve şunu da ilave etti: "Sizin tedavi için başvurduklarınızın en efdali hacamattır."

Bazı alimler önce haram edilip sonradan neshedildiğini söyleyerek rivayetleri te'lif ederler. Tahavi de bunlardandır. Ancak neshe hükmetmeye kuvvetli bir karine  olmadığı belirtilmiştir.

İbnu'l-Arabî, Resulullah'ın haccama ücret vermesi ile "haccamın kesbi  habistir" şeklindeki beyanlarını şöyle te'vil eder: "Ücret muayyen bir iş içinse caizdir, meçhul bir amel için ise değildir."

Hadiste tıbbî muameleye ücret verme ve hukuk sahibine, hafifletmeleri için şefaatte bulunmaya cevaz var.[2]

 

ـ5193 ـ2ـ وفي أخرى ‘بي داود: ]قَالَ #: إنِّي وَهَبْتُ لِخَالَتي غُماً، وإنِّي ‘رْجُو أنْ يُبَارَكَ لَهَا فيهِ، وَقُلْتُ لَهَا َ تُسَلِّمِيهِ حَجَّاماً وََ صَائِغاً وََ قَصَّاباً[. وإنما كره الصائغ لما يدخل صنعته من الغش، و“خفه الوعد ومطله في فراغ ما يستعمل عنده.

 

2. (5193)- Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde Aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurmuştur: "Ben teyzeme bir  köle bağışladım ve ben onun teyzem hakkında mübarek olmasını diliyorum. Teyzeme: "Onu haccama teslim etme, kuyumcuya ve kasaba da teslim etme!" dedim." [Ebu Davud, Büyû 49, (3430).][3]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Taberâni'nin rivayetinde burada zikri geçen "teyze"nin adı da gelmiştir: Fatıha Bintu Amr ez-Zühriyye.

2-  Resulullah teyzesine genç bir köle bağışlıyor ve buna zikri geçen üç mesleği öğretmemesini tenbihliyor. Yani haccama vermemek, onun yanında hacamat mesleğini öğrenmesine izin vermemek demektir. Zikri geçen üç mesleğe karşı ifade edilen keraheti alimler şöyle izah ederler:

"Haccâmî ve kasab kaçınılması zor olan necasetle mübaşeret etmektedirler. Kuyumcu ise, sanatına hile sokmaktadır. Bazan da erkek için süs eşyası, altın ve gümüşten kaplar yapmaktadır. Ayrıca meslekleri, işin yürümesi için pek çok yalan vaadlere, yeminlere sevketmektedir."[4]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/530.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/530-531.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/532.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/532.