* İKTA'

 

ـ5177 ـ1ـ عن وائِلْ بن حُجْر رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ # أقْطَعَهُ أرْضاً مِنْ حَضْرَمَوْتَ. وَكَانَ مُعَاوِيَةُ أمِيراً بِهَا إذْ ذَاكَ. فَكَتَبَ إلَيْهِ أعْطِيهِ إيّاهَا[. أخرجه أبو داود والترمذي .

 

1. (5177)- Vail İbnu Hucr (radıyallahu anh)  anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hadramevt'te bulunan bir  araziyi ikta' etti. O sırada Hz. Muaviye orada emîr idi. Kendisine o araziyi bana vermesi için yazdı." [Ebu Davud, Harac 36, (3058, 3059); Tirmizî, Ahkam 39, (1381).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

İkta', kesmek manasına gelen   قطع kökünden gelir. Bir araziden bir parçayı kesmektir. Yani belli bir mevat arazinin ihya ve tasarruf hakkını, devlet reisinin muayyen bir kimseye tahsis etmesidir. Kadı İyaz'ın açıklamasında, ikta' edilen arazinin devlet arazisinden (malullah) olacağı bu tahsisin imar edilmek üzere temlik veya gelirinden belli bir müddet istifade etmesi için sınırlı bir tahsis olduğu belirtilir. İmam bu tahsisi ehil gördüğü ve dilediği kimseye yapar. Sadedinde olduğumuz rivayet, Hadramevt'teki bir arazinin Vail İbnu Hucr'a verildiğini ifade etmektedir. Arazinin verilmesi emrini Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), yazılı olarak oradaki emîrine (ki Hz. Muaviye'dir) bildirir.

Başka rivayetlerde Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın tuz madeni, hurma bahçesi gibi başka şeyleri de ikta' kıldığını görmekteyiz.[2]

 

ـ5178 ـ2ـ وعن كثير بن عبداللّه بن عمرُو بن عَوْفِ الْمُزَنِي عن أبيه عن جدّه رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ رَسُولَ اللّهِ #: أقطعَ بَِلَ بْنَ الْحَارِثِ الْمُزَنّي مَعَادِنَ الْقَبَلِيّةِ جَلْسِيّهَا وَغَوَرِيّهَا، وَحَيْثُ يَصْلَحُ الزَّرْعُ مِنْ قَدْسِ وَلَمْ يُعْطِهِ حَقّ مُسْلِمٍ، وَكَتَبَ لَهُ: بِسْمِ اللّهِ الرّحْمنِ الرَّحِيمِ، هذَا مَا أعْطى مُحَمّدٌ رَسُولُ اللّهِ # بَِلَ بْنَ الْحَارِثِ، أعْطَاهُ مُعَادِنَ الْقَبَلِيّةِ جَلْسِيّهَا وَغَوْرِيّهَا[.زاد في رواية: ]وَذَاتَ النُّصُبِ،

وَحَيْثُ يَصْلُحُ الزَّرْعُ مِنْ قُدْسٍ وَلَمْ يُعْطِهِ حَقَّ مُسْلِمٍ. وَكَتَبَ أُبَيُّ بْنُ كَعْبٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه[. أخرجه مالك وأبو داود.»الجَلسىُّ« بالجيم منسوب الى الجلس، وهي أرض نجد، ويقال لكل مرتفع من ا‘رض جلس.و»الغَوْرُ« ما انهبط من ا‘رض، وأراد أنه أقطعه جميع تلك ا‘رض نجدها وغورها .

 

2. (5178)- Kesir İbnu Abdillah İbnu  Amr İbni Avf el-Müzenî, babasından, o da ceddi (radıyallahu anh)'tan anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Bilal İbnu Haris el-Müzenî'ye Kabaliyye madenlerini, yüksekte olanları ve alçakta olanlarıyla, (Necid'de bulunan) Kuds  dağında ekine  elverişli olan yerlerle birlikte ikta' kıldı. Ancak ona hiçbir Müslümanın hakkını vermedi. (Bu ikta' beratını) ona şöyle yazdı: "Bismillahirrahmanirrahim. Bu Allah'ın Resulü Muhammed'in Bilal İbnu'l-Haris'e verdiği(nin beratı)dır. Ona, el-Kabaliyye mıntıkasının, alçak ve yüksek (yerlerinin) madenlerini vermiştir."

Bir  rivayette şu ziyade var: "(Medine'ye dört beridlik mesafede yer alan Zatu'n-Nusub ve (Necd'de yer alan) Kuds mevkiinin ekime elverişli olan kısmını da verdi. Hiçbir Müslümanın hakkını vermedi. (Bu berat metnini Resulullah'ın emriyle, katibi) Übey İbnu Ka'b yazdı." [Ebu Davud, Harac 36, (3062, 3063); Muvatta, Zekat 8, (1, 248).][3]

 

AÇIKLAMA:

 

Hadisin Muvatta'daki veçhinde şöyle denmiştir: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Bilal İbnu'l-Haris'e el-Kabaliyye madenlerini ikta' kıldı. Burası Fer' nahiyesindedir. Bu madenlerden, bugüne kadar sadece zekat alınmıştır."

Alçak yerlerin, yüksek yerlerin de ikta' edildiğini ifade eden kaydını, şarihler "arazinin her tarafını" manasında anlamışlardır.[4]

 

ـ5179 ـ3ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]أقْطعَ رَسُولُ اللّهِ # اَلزُّبَيْرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه حُضْرَ فَرَسِهِ. فأجْرَى فَرَسَهُ حَتّى قَامَ. ثُمّ رَمَى بِسَوْطِهِ. فقَالَ #: أعْطوهُ حَيْثُ بَلَغَ سَوْطُهُ[. أخرجه أبو داود.»حُضْرُ الْفَرَس« عدوه.

 

3. (5179)- İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Zübeyr (radıyallahu anh)'e atının koştuğu yer(e kadar olan mesafeyi) ikta' kıldı. (Şöyle ki): "Zübeyr atı (mecali kesilip) duruncaya kadar koşturdu. At durunca Zübeyr kamçısını attı. (Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):) "Kamçısının ulaştığı yere kadar (o mıntıkayı) ona verin"  emrettiler." [Ebu Davud, harac 36, (3072).][5]

 

ـ5180 ـ4ـ وعن عَمْرُو بن حُرَيْث رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]خَطَّ لي رَسُولُ اللّهِ # دَاراً بِالْمَدِينَةِ بِقَوْسٍ، وَقَالَ: أزِيدُكَ أزِيدُكَ؟[. أخرجه أبو داود .

 

4. (5180)- Amr İbnu Hureys (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Medine'de yayını ile bir ev planı çizdi ve:

"Sana daha da artırayım mı, artırayım mı?" diye  sordu." [Ebu Davud, Harac 36 , (3060).][6]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/513.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/513.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/514.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/514.

[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/515.

[6] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/515.