* KİFL KISSASI

 

ـ4996 ـ1ـ عن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ # كَانَ فِيمَنْ كَانَ قَبْلُكُمْ رَجُلٌ يُسَمّى الْكِفْلَ، وَكَانَ َ يَنْزِعُ عَنْ شَىْءٍ فأتَى امْرَأةً عَلِمَ بِهَا حَاجَة فأعْطَاهَا سِتّينَ دِيناراً. فَلَمَّا أرَادَهَا عَلى نَفْسِهَا ارْتَعَدَتْ وَبَكَتْ. فقَالَ: مَا يُبْكِيكِ؟ فقَالَتْ: ‘نَّ هذَا عَمَلٌ مَا عَمِلْتُهُ قَط وَمَا حَمَلَنِى عَلَيْهِ إَّ الْحَاجَةُ. فقَالَ: أتَفْعَلِينَ أنْتِ هذَا مِنْ مَخَافَةِ اللّهِ تَعالى؟ فَأنَا أحْرَى بِذلِكِ. فاذْهَبِى، وَلَكِ مَا أعْطَيْتُكِ. وَوَاللّهِ

َ أُعْصِيهِ بَعْدَهَا أبَداً فَمَاتَ مِنْ لَيْلَتِهِ. فأصْبَحَ مكْتُوباً عَلى بَابِهِ: إنَّ اللّهَ تَعالى قَدْ غَفَرَ لِلْكِفْلِ. فَعَجِبَ النَّاسُ مِنْ ذلِكَ حَتّى أوْحى اللّهُ الى نَبِيِّ زَمَانِهِمْ بِشَأنِهِ[. أخرجه الترمذي .

 

1. (4996)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Sizden önce yaşayanlar arasında Kifl adında biri vardı. Bildiğinden hiç şaşmazdı. İhtiyaç içinde olduğunu bildiği bir kadına gelerek, altmış dinar verdi. Kadından kâm almak üzere teşebbüse geçince kadın, titredi ve ağladı. "Niye ağlıyorsun?" diye sorunca, kadın:

"Bu benim hiç yapmadığım (haram) bir amel. Bu günaha beni razı eden de fakrımdır!" dedi. Adam da:

"Yani sen şimdi Allah korkusuyla mı ağlıyorsun? Öyleyse, Allah'tan korkmaya ben senden daha layıkım! Haydi git, verdiğim para da senin olsun. Vallahi ben bundan böyle Allah'a hiç asi olmayacağım!" dedi. Adam o gece öldü. Sabah, kapısında şu yazılı idi:

"Allah Kifl'i mağfiret etti!"

Halk bu duruma şaşırdı kaldı. Allah o devrin peygamberine Kifl'in durumunu vahyen bildirinceye kadar şaşkınlık devam etti." [Tirmizî, Kıyamet 49, (2498).][1]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/248.