* BABA VE EVLAD ARASINDA KISAS

 

ـ4957 ـ1ـ عن سراقة بن مالك رَضِيَ اللّهُ عَنْه، قال: ]حَضَرْتُ رَسُولَ اللّهِ # يُقِيدُ ا‘بَ مِن ابْنِهِ وََ يُقِيدُ ا“بْنَ مِنْ أبِىهِ[. أخرجه الترمذي .

 

1. (4957)- Süraka İbnu Malik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın, oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle, kısas uygulamadığına şahid oldum." [Tirmizî, Diyat 9, (1399).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Hadisin zayıflığına dikkat çeken Tirmizî, ulemanın bu hadisin aksiyle amel ettiğini belirtir: "Baba oğlunu öldürse, babaya bu yüzden kısas uygulanmaz; kazıfta bulunsa, hadd-i  kazf tatbik edilmez."

2- Bazı alimler, babayı öldürmesine rağmen oğlana kısas tatbik edilmemesini: "Oğlu deli veya henüz büluğa ermemiş bir çocuk olabilir" diye te'vil etmişlerdir. Bazısı da: "Bu, İslam'ın bidayetteki  hükmü olabilir, sonradan neshedilmiştir" diye te'vil  etmiştir. Mamafih şöyle diyen de olmuştur: "Bunun hikmeti şudur: Baba çocuğun vücuduna sebep olmuştur, onun yok olmasına da sebep olması caiz değildir."[2]

 

ـ4958 ـ2ـ وعن أبِي رمثة قال: ]انْطَلَقْتُ مَعَ أبِي نَحْوَ النّبِيِّ #: ثُمَّ إنّ رَسُولَ اللّهِ # قَالَ ‘بِي: اِبْنُكَ هذَا؟ قَالَ: اِبْنِي وَرَبِّ الْكَعْبَةِ. فقالَ: حَقّاً؟ قَالَ: أشْهَدُ بِهِ. فَتَبَسَّمَ رَسُولُ اللّهِ # مِنْ حَلِفِهِ وَمِنْ قُرْبِ شَبِهي مِنْ أبِي. ثُمَّ قَالَ: أَ إنّهُ َ يَجْنِي عَلَيْكَ وََ تَجْنِي وَقَرأ رَسُولُ اللّهِ #: وََ تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرى[. أخرجه أبو داود والنسائي .

 

2. (4958)- Ebu Rimse anlatıyor: "Babamla birlikte Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gittik. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) babama:

"Bu, oğlun mu?" diye sordu. Babam:

"Ka'be'nin Rabbine yemin olsun oğlum!" dedi. Resulullah tekrar:

"Hakikaten mi?" buyurdular. Babam: "Şehadet ederim oğlumdur!"  deyince, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm buyurdular ve sonra:

"Bilesin! O senin cinayetinle  sorumlu  tutulamaz.  Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın" buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): "Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez" (Enam 164). [Ebu Davud, Diyat 2, (4495); Nesâî, Kasâme 39, (8, 53).][3]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Şarihler babanın  ısrarla: "Bu oğlumdur" diye yemin ve şehadette bulunmasında bir cahiliye müessesesinin dile getirildiğini belirtirler: Cahiliye devrinde baba ve evlat birbirlerinin cinayetinden sorumlu idiler. Burada baba, cahiliye sorumluluğunu dile getirmekte: "Ben oğlumun, oğlum da benim cinayetlerimden sorumludur, bu hususta şahid olun"  demek istemektedir.

2- Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Ebu Rimse ile babası arasında pek aşikâr olan benzerliğe rağmen, babasının "o benim oğlumdur"  diye yemin etmesine tebessüm buyurmuştur.

3- Resulullah, herkesin cinayetinden hasıl olacak sorumluluk ve günahın kendisinde kalıp diğerine sirayet etmeyeceğini Kur'andan da şahid getirerek ifade buyurmuştur. Ancak Sindî, bazı sorumlulukların sirayet edeceğini, hadiste öncelikle günahın kastedilmiş olması gerektiğini belirtir ve diyeti misal verir, "Onun ödenmesi her ikisine de vacib olur" der.[4]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/174.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/174.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/174-175.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/175.