* AGIR BİR CİSİMLE ÖLDÜRMENİN HÜKMÜ

 

ـ4972 ـ1ـ عن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]أنَّ يَهُودِيّاً قَتَلَ جَارِيَةً عَلى أوْضَاحٍ لَهَا بِحَجَرٍ. فجِئَ بِهَا الى النّبىّ # وَبِهَا رَمَقٌ. قِيلَ لََهَا: أقَتَلَكِ فَُنٌ؟ فأشَارَتْ بِرَأسِهَا أنْ َ. ثُمَّ قِيلَ لَهَا، أقَتَلَكِ فَُنٌ؟ فأشَارَتْ بِرَأسِهَا أنْ َ. ثُمَّ سَألَهَا الثَّالِثَةَ فَقَالَتْ: نَعَمْ؛ وَأشَارَتْ بِرَأسِهَا، فَقَتَلَهُ # بِحَجَرَيْنِ رَضَخَ رَأسَهُ بَيْنَهُمَا[. أخرجه الخمسة.وعند بعضهم: ]أنَّ الْيَهُودِيّ الَّذِي قَتَلَهَا لَمّا أُخِذَ أقَرَّ وَاعْتَرَفَ[.»ا‘وضَاحُ« الحلّي من البقرة .

 

1. (4972)- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir Yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): "Seni falanca mı öldürdü?" diye soruldu. Başıyla: "Hayır!" diye işaret etti. "Seni falan mı öldürdü?" diye bir başka isim  zikredildi. Kadıncağız yine: "Hayır!" mânasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: "Evet!" dedi ve başıyla işaret etti.

Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm, adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki  taşla öldürdü, başını iki taş arasında  ezdi." [Buhârî, Diyat 7, 4, 5, 12, 13, Husumat 1, Vesaya 5; Müslim, Kasame 15, (1672); Ebu Davud, Diyat 10, (4527, 4528, 4529), 14, (4538); Tirmizî, Diyat 6, (1394); Nesâî, Kasame 11, (8, 22).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

Bu hadisten bazı hükümler çıkarılmıştır.

* Kadını öldüren erkek öldürülür. "Bu hususta icma var" denmiştir.

* Âmden adam öldüren kimse kısasla öldürülür. Onun  bu öldürülüşü, maktulü öldürdüğü tarzda olur: Kılıçla öldürmüşse, o da kılıçla öldürülür. Taş veya sopa veya bir başka şey ile öldürmüş ise aynı şeyle öldürülür. Zîra hadiste, Yahudinin, kızcağızı başını ezmek suretiyle öldürdüğü için, onun da başı ezilmek suretiyle öldürülmüştür.

*Kısas, sadece kesici aletlerle öldürene değil, ağır bir şeyle vurmak suretiyle öldürene de uygulanmalıdır. Şafii, Malik, Ahmed ve cemahiru'l-ulema böyle hükmetmiştir.

Ebu Hanife ise: "Demir, taş ve tahtadan kesici bir aletle veya insan öldürmede kullanıldığı bilinen mancınıkla veya ateşe atma gibi yollardan biriyle icra edilen öldürme hâdiselerinde kısas uygulanır, diğer vasıtalarla öldürmelerde kısas yoktur" der.[2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/189.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 14/189-190.